Rahim ağzı kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türü olarak biliniyor ve gelişmekte olan ülkelerde görülme sıklığı da giderek artıyor.
Erken dönemde yakalanmış serviks kanserli kadınların tanı konduktan sonraki 5 yıllık sağ kalımları %92 gibi yüksek düzeylerde seyrediyor. Serviks kanseri, yaklaşık %20 oranda 65 yaş üzeri kadınlarda teşhis edilmesine rağmen, daha çok 30’lu, 40’lı ve 50’li yaşlardaki kişileri etkiliyor. Memorial Antalya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Murat İnal, “1-7 Nisan Kanser Haftası”dolayısıylaserviks kanseri hakkında bilgi verdi.
45 yaş altında daha sık görülüyor
Serviks kanseri,serviks olarak adlandırılan rahim ağzının kanseridir. Serviks, rahmin vajinaya açılan ve doğum esnasında genişleyen kısmıdır. Tüm dünyada 45 yaş altı kadınlarda en sık görülen ikinci kanser türüdür ve meme ile akciğer kanserinden sonra kanser nedeniyle yaşam kaybının önde gelen üçüncü nedenidir.
HPV sonucu oluşuyor
Rahim ağzı kanseri, uzun süre ve inatçı, yüksek riskli HPV enfeksiyonu sonucu oluşmaktadır. HPV enfeksiyonu oldukça sık ortaya çıkmaktadır ve cinsel yaşamı aktif olan insanların önemli bir bölümünde görülebilir. Ancak enfeksiyon ilerleyerek serviks kanserine dönüşmez. HPV ile enfekte çoğu insan buna bağlı ciddi problemler yaşamaz ve ancak çok küçük bir yüzdede kanser gelişebilir. HPV; ağız, boğaz, vajen, vulva ve serviks kanseri gibi birçok kanser tipinin ortaya çıkma olasılığını da artırmaktadır.
Rahim ağzı kanseri riski taşıyanlar dikkat!
HPV teşhisi konulmuş kadınlar,
HPV aşısı yaptırmamış kadınlar,
Prekanseröz lezyonlar için düzenli papsmear yaptırmamış olanlar,
Anormal papsmear sonucu olan ya da kanser öncesi servikal hücre değişiklikleri tanısı öyküsü bulunanlar,
Daha önce serviks kanseri öyküsü olanlar,
HPV enfeksiyonu riskinin artmasına neden olan birden fazla cinsel partneri bulunanlar,
Yüksek riskli cinsel aktivitede bulunan partneri olanlar,
Çok erken yaşta ilk cinsel ilişkisini yaşayanlar,
HIV enfeksiyonu ya da bağışıklık sistemini zayıflatan herhangi bir durumu olanlar. (Bağışıklık sisteminin zayıflaması, kadında HPV enfeksiyonu gelişme olasılığını ve serviks kanseri riskini artırır.)
Sigara kullananlar…
Rutin jinekolojik kontrollerinizi ihmal etmeyin!
Serviks kanseri erken dönemde genellikle belirti vermez. En erken teşhis,rutin jinekolojik muayene esnasında saptanan anormal papsmeartesti sonucunda görülür. Hastalık, oldukça yavaş seyirlidir ve böylece belirtisiz dönem yıllarca sürebilir. Papsmear testinde anormal hücrelerin tespit edildiği evre yüzde,hastalığın %100 z tedavi edilebilir evresidir.İlerlemiş serviks kanserleri genel olarak en sık, düzenli papsmear testi yaptırmayan ya da anormal papsmear sonucu alıp takiplere devam etmemiş kadınlarda ortaya çıkmaktadır.
Serviks kanseri geliştikçe görülen belirtiler şunlardır;
Adet arası, cinsel ilişki sonrası ya da menopoz sonrası kanama gibi anormal vajinal kanamalar. (Bununla birlikte anormal vajinal kanamaya başka durumlar da yol açabilir)
Sulu, pembe, soluk ve devamlı olan vajinal akıntı
Normalden daha fazla kanama olan ve daha uzun süren adet dönemleri
Mesane, bağırsaklar, akciğerler ya da karaciğere yayılmış çok ileri düzeydeki serviks kanseri vakaları aşağıdaki belirtileri gösterecektir:
Sırt ağrısı
Kemik ağrısı ve kırıklar
Yorgunluk, bitkinlik
Vajinadan idrar ve dışkı kaçağı
Bacak ağrısı
İştah kaybı
Pelvik ağrı
Şişmiş ayaklar
Kilo kaybı
Kanserin evresine göre tedavi belirleniyor
Serviks kanseri için tedavi seçenekleri kanserin evresine göre değişmektedir. Erken evrelerde yakalanan serviks kanserinin tedavisi göreceli olarak kolaydır.Küçük, erken evre kanseri olan hastalar histerektomi (rahim ve rahim ağzının çıkarılması) ile cerrahi olarak tedavi edilebilir. Serviks kanserinin yayılımına bağlı olarak değişik histerektomi tipleri önerilebilir. Cerrahi operasyon, klasik açık ameliyat ya da laparoskopi gibi yöntemlerle yapılabilir.