9 Mayıs 2018 tarihli ve 7141 sayılı kanunun Ek 10 Maddesi ile Kahramanmaraş’ta ikinci üniversite olarak kurulan Kahramanmaraş İstiklal Üniversitesi, rektör atamasına rağmen hala kampüsüne kavuşamadı. İstiklal Üniversitesi, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’nin (KSÜ) Bahçelievler Kampüsünde bulunan bir binanın tek katında faaliyet sürdürürken, kamuoyunda da üniversiteye kampüs kazandırılması için beklenti oluştu.
Kahramanmaraş’ta sevilen kalp doktorlarından Prof. Dr. Sami Özgül’ün rektör olarak atandığı İstiklal Üniversitesi, kurulalı 10 ay olmasına rağmen kendi binasına ve kampüsüne kavuşamadı. Halen İstiklal Üniversitesi’ne bağlı olarak da kanun ile bağlanan Elbistan Mühendislik Fakültesi, Elbistan Meslek Yüksekokulu ve Elbistan Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu yanında yeni kurulan Mimarlık, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi ile Sağlık Bilimleri Fakültesi ile Lisansüstü Eğitim Enstitüsünden oluşuyor.
Kamuoyunda “binasız üniversite” olarak tanımlanmaya başlanan İstiklal Üniversitesi’nin yeni bina ve binalara kavuşması için de toplumun her kesiminden istek geliyor. Ancak, bu istekler üniversiteyi bina ve binalara kavuşturmak için de yeterli olmuyor.
KSÜ Ziraat Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi ve yazar Tamer Üstünel de, marasposta.com sitesine yazdığı son iki yazıda “İstiklal Üniversitesi kampüsünü arıyor” diyerek konuya dikkat çekiyor.
“Kahramanmaraş İstiklal Üniversitesi şehrimize ve vatanımıza hayırlı uğurlu olsun. Yasa ve kanunla üniversite kurulunca tüm sorunlar bitmiş olmuyor asıl sancılı süreç sonrasında başlıyor. Halkımız bir defa bu bilince sahip çıkmalı. Çünkü bu süreçte her şey üniversite rektörlüğüne bırakılırsa büyük hata ve zaman kaybı yaşanır. Bu nedenle İstiklal üniversitesinin şu an en önemli sorunu uygun bir kampüs alanın belirlenmesi… Bu sorunun çözümünde eminim Valimiz, Belediye başkanlarımız ve diğer STK’lar ve ilgili komisyonlar iyi niyetle bu sorunun çözümünde sayın rektörümüzün yanında yer alıyor.”
Üstünel, yazısında bu düşünceleri paylaşırken; İstiklal Üniversitesi Kampüs Alanın belirlenmesi için Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı başkanlığında kurulan Üst komisyonda (Vali, Rektör, Belediye Başkanı) bulunduğunu, alt Yapı komisyonunda ise Üniversite Yapı İşleri Daire Başkanlığı, Belediye Şehir Planlama Dairesi Başkanlığı, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü görevlendirildiğine dikkat çekiyor. Tamer Üstünel, şu ifadeleri kullanıyor.
“Kampüs alanı belirlenirken özellikle o alanın artı yönleri ve eksi yönleri neler iyice etüt edilmelidir. Bu kampüs alanı öğrencilerin ve personelin tüm ihtiyaçlarını karşılayabilme potansiyeli nedir? Şehrin alt yapı ve üst yapı özelliklerine hangi boyutta ve nasıl etki yapabilir? Buna benzer soruların yanıtları iyi analiz edilmelidir.
Şunu gayet normal karşılıyoruz her ilçe belediye başkanı, siyasiler, STK’lar ve halk doğal olarak kendi ilçesine bir Meslek Yüksekokulu, Fakülte hatta üniversite kurulmasını çok ister. Her ilçe standardı bırakın Fakülteyi! Meslek Yüksekokulu standardında bile değil…Türkiye genelinde ilçelere açılmış ama birkaç yıl sonra öğrenciler rağbet etmediğinden dolayı kapatılmış onlarca Meslek Yüksekokullarıyla dolu örnekler var. Fakülte kurulurken de bazı standartlar aranır…Mesela bazı ilçelerimize açılmış ama öğrenci tercih etmediğinden öğretim faaliyeti askıda olan fakülte örneklerimizde mevcuttur. Ancak bunlara şunu hatırlatmak da bizlerin görevi; Üniversite kurulurken kampüs alanları için çok yönlü etüd edilmeli, kurulan yerin ulaşım kolaylığı, karayolu, demiryolu ve havayolu ulaşım imkânı, şehrin sosyal zenginliği, büyük alış veriş merkezleri, sinema ve tiyatro salonları, fuar alanları, sosyal aktivite merkezleri, üniversitenin konforlu ve modern fakülte binaları, yurt ve barınma imkanları, doğal güzelliği, kampüs alanın hava kirliliği, çevre kirliliği gibi olumsuz etkilerden uzak olması gibi bir çok özellikleri iyi analiz etmek gerekir.”
“Kampüs aşaması Üniversitelerin kurulması aşamasında çözülmesi en güç sorunlardan bir tanesidir ancak Valilik, yerel yönetimler, iş insanları, STK ve halk el ele verdiğinde bu sorunun çözülmesinde güç birliği sağlandığında aslında zor gibi görülen sorunun ne kadar kolay çözüldüğüne şahit olacağız. Kahramanmaraş’ın coğrafik konumu gereği bazı kurumların şehir dışında olması gerekir. Bunların başında askeri kışlalar yer almaktadır. 15 Temmuz darbe sonrası askeri kışlalar birçok ilde şehir merkezlerden kırsala taşınmıştır. Bu uygulamada başta reisi cumhur, yönetim, TSK ve halk hemfikirdir. Kahramanmaraş’ta Askeri kışla (Gazi Kışlası) İstiklal üniversitesi için gayet güzel kampüs alanı olabilir.”
Diğer kampüs seçeneği, Kılavuzlu barajının batı tarafında Orman Bölge müdürlüğüne ait alanda olabilir, aslında göl ve orman manzarası insan psikolojisi üzerine pozitif etki yaptığını düşünürsek ideal bir yer olarak düşünülebilir. Orman Bölge Müdürümüzü tanıdığım kadarıyla söyleyim pozitif insan, üzerine düşen neyse yapacaklarından eminim.Kahramanmaraş Hasancıklı mahallesinde Büyükşehir belediyesince mezarlık alan yeri de aslında nehir ve orman manzaralı yer, (Orman Bölge müdürlüğüne ait yer) burasıda kampüs alanı için uygun yerler arasında gösterilebilir.
“Bazı şehirler var halka yarar sağlayacak projelerde devlete işi bırakmadan kendileri hemen çözüm üretirler. Örneğin Aksaray halkı, Kayseri ve Gaziantep halkı bu konularda çok önemli örnek teşkil etmektedir. Aynı duyarlılığı Kahramanmaraş halkı neden göstermesin?
Kampüsleşme süreci üniversitelerin gelişiminde ve büyümesinde çok önemli bir kriterdir. Bu nedenle İstiklal üniversitesi kampüs alanın belirlenmesinde kamu ve halk el birliği ile hızlı bir şeklide sonuçlandırması öncelikle Kahramanmaraşlı lehine olacaktır. Üniversite bünyesinde fakülteler açılmadan önce yer tahsisi önem arz eder. Bu nedenle öncelik kampüs seçimine verilmelidir. Aynı zamanda Kampüs alanı tek parça olursa üniversite bünyesinde fakülte, enstitü, yüksekokullar, öğrenci yurtları gibi birimlerin master planı daha hızlı gerçekleşir ve eğitime kısa sürede başlanabilir. Eğitime başlanmasıyla birlikte İstiklal üniversitesi öğrenci almaya başlayacak ve Kahramanmaraşlı, esnaf, ev sahipleri, emlak piyasası, ulaşım sektörü gibi bir çok piyasaya pozitif katkılar sağlanmış olunacaktır. Çünkü biliyoruz ki üniversiteler bacasız fabrikadır. Yine biliyoruz ki üniversiteler şehrin kalkınmasında lokomotif bir güçtür.”
Üniversite kampüs alanı belirlenirken bir çok yanlışlar yapılabilir. Bu yanlışa örnek olarak Niğde Halis Özdemir üniversitesini vermek istiyorum. Bu üniversitenin kuruluş aşamasında Bor ilçesi ve Niğde ili siyasi güçler arasında bir çekişme veya yarış vardı. O dönemde rahmetli bir vekilimiz Bor’lu olduğu için siyaseten de Ankara’da güçlü olduğu için Kampüs yerinin Bor ile Niğde arasına kurulmasını sağladı. Bugünkü kampüs kurulduktan sonra yaşanan sorunlar neydi? Birinci sorun kampüs alanına 3-4 kattan daha yüksek bina yapılamıyordu, çünkü zemin etüdü yapılmamış, eskiden bataklık olan kampüs alanı aynı zamanda deprem fay hattının üstünde, hesap edilemeyen diğer bir sorun kampüs kıyısında Göl var buraya şehrin kanalizasyon suyu ve diğer atıklar döküldüğü için çevreye çok pis koku yayılıyor, aynı zamanda sivrisinekler yazın çok yoğun şikayetlere neden oluyordu… Koskoca üniversite Bor ve Niğde çekişmesinin kurbanı olmuştu. Bazı ilçelere yine siyasi istekler üzerine Meslek Yüksek okulu açıldı ama sonrasında 3-5 yıl içerisinde öğrenci gelmediğinden, taşımalı akademik ve idari personelden dolayı kapandı. Çünkü günümüz insanları ve gençliği metropol şehirlerde her ihtiyacının karşılandığı sosyal yaşamın canlı olduğu, ulaşımın rahat olduğu şehirleri tercih ediyorlar…
“Elbistan ilçesine Termik santraller kurulurken çok yönlü etüt yapılmadığından bugün Elbistan sakinleri zehir soluduklarını, fabrika toz ve kül atıklarının evinde, caddede bağında bahçesinde olduğunu şikayet ediyorlar. Bizler şekerpancarı üreticilerin sorunlarını dinlemeye gittiğimizde oradaki halk bize, evinin bahçesinde, sokak ve caddede, parkta, kömür küllerini gösterip serzenişte bulundular. Bizde Üniversiteden şekerpancarı üreticilerin sorunlarını araştırıp çözüm üretmek için geldiğimizi söyledik ama halk ilk önce Termik santrallerin kendilerine verdiği zararları anlattılar…”
“ Keşke master planı çok yönlü yapılsaydı, hakim hava rüzgarı haritası çıkarılsaydı, rakımı daha yüksek yer seçilseydi, şehir merkezine yeterli uzaklıkta mesafe iyi hesaplanabilseydi, fabrika kurulurken baca filtreleri yapılmış olsaydı…Bugün karşılaşılan sorunların hesabını kim yada kimler vermeli?
Diğer ilçeleri tartışmaya açmak bile yanlış olur. Bazı ilçelerimiz kasaba standardında olup bura halkı kalkınsın, şehir ekonomisi canlansın diye üniversiteli gençlerimizi heder etmemek gerekir.
İstiklal üniversitesi için doğru ve uygun kampüs alanın seçilmesi büyük önem arz etmektedir. Bilişim çağında üniversite gençliği ve personeli şehrin yaşam standardı, sosyal yaşam alanları, mimari ve peyzaj alanları, havalimanı, otoban, demiryolu, hızlı tren gibi ulaşım imkânlarını, ekonomik ve sosyal canlılık yönünden albenisi olan yerleri tercih ederler.”