Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

DOÇ. DR. ÇELİK ; ÇOCUKLARDA KULAK NEZLESİ

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi

SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mustafa Çelik, kulak zarı arkasında, yani orta kulak boşluğunda bilinen anlamda iltihap olmadan sıvı birikmesi olarak tanımlanan kulak nezlesinin; çocukluk çağının en sık görülen hastalıklarından biri olduğunu söyledi.

SANKO Üniversitesi Hastanesi’nde Kulak Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı da olan Doç. Dr. Çelik, “Kulak nezlesi olan çoğu hastada tek şikâyet işitme kaybıdır. Hastaların bir kısmının ise herhangi bir şikâyeti yoktur ve başka nedenlerle muayene sırasında tanı konulur” dedi.

Küçük çocuklarda orta kulak ve östaki kanalının gelişimini tam olarak tamamlamadığını kaydeden Doç. Dr. Çelik, “Bu nedenle kulak nezlesi büyük çoğunlukla çocukluk çağı hastalığıdır. Özellikle 4- 6 yaşlarında karşılaşılır. Yaş ilerledikçe östaki kanalı eğimli hale gelir ve bu nedenle erişkinlerde kulak nezlesi nadir görülür” diye konuştu.

KULAK NEZLESİNİN BELİRTİLERİ

Kulak nezlesinin orta kulak iltihabından farklı bir hastalık olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Çelik, belirtileri şöyle özetledi:

“Orta kulak iltihabında orta kulak boşluğunda ve kulak zarında iltihap oluşur ve bu durumda, orta kulak dokularında ve kulak zarında şişlik, kızarıklık ve şiddetli ağrı meydana gelir. Kulak nezlesinde ateş, kulak ağrısı ve kulak zarında şişme ve aşırı kızarıklık gibi aktif enfeksiyon bulguları yoktur. Çoğu hastada tek şikâyet işitme kaybıdır. Kulak nezlesi olan çocuklar, şikayetlerini ifade edemezler ve dikkat çekici şekilde sürekli olarak kulaklarıyla oynarlar. Hastaların bir kısmının ise herhangi bir şikâyeti yoktur ve başka nedenlerle muayene sırasında tanı konulur.

İşitme kaybı hafif dereceden orta- şiddetli derecelere kadar değişen seviyede olabilir. Hafif işitme kaybı bile çocuğun gün içerisinde iletişiminde birçok kelimeyi kaçırmasına neden olabilir. İşitme kaybının uzun süre fark edilmemesi çocukların zihinsel gelişiminde, konuşmasında ve entelektüel fonksiyonlarında gecikmelere neden olabilir.

İşitme kaybı yaşayan çocuklar televizyonu yüksek sesli olarak izlerler, işitme azalması nedeniyle seslere hemen cevap vermezler veya ilgisiz kalırlar, derslerinde başarısızlık ve sosyal uyumunda bozulmalar başlar, iyi duyamadıkları için konuşma bozuklukları gelişebilir.”

TANI YÖNTEMLERİ

Doç. Dr. Çelik, kulak nezlesi tanısında, hastalığın genellikle çocuklarda görülmesi nedeniyle kişisel ifade yetersizliği, belirtilerin az ve belirsiz olması ve muayene bulgularının da belirsiz olmasının yaşanan en önemli sorun olarak karşılarına çıktığına vurgu yaptı.

KULAK MUAYENESİ

Muayenede, kulak zarının değişik görünüm, renk ve özellikte olabileceğini anlatan Doç. Dr. Çelik, “Kulak zarının şeffaf görünümü ve beyaz rengi genellikle değişmiş olup, renk bazen açık pembe, bazen kehribar sarısı, bazen de soluk mor refleli olabilir. Kulak nezlesinde kulak zarı şeffaf ya da donuk olup hava- sıvı seviyeleri ya da hava kabarcıkları seçilebilir. Tanıda, orta kulak basıncı ölçümü ve hasta uyumlu ise işitme testleri kullanılır” ifadelerine yer verdi.

TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Doç. Dr. Çelik, kulak nezlesi tedavi yöntemlerini ise şu şekilde açıkladı:

“Takiplerle Koruma Tedavisi (Konservatif Tedavi): Kulak nezlesi tedavisinin doğrudan altta yatan nedenlere ve risk faktörlerine yönelik olması ve orta kulağın normal havalanmasının sağlanması gerekir.

İşitmede aşırı bozulma yoksa ve yapılan muayenelerde dönem dönem orta kulağın normale döndüğü görülüyorsa ve muayenede kulak zarında belirgin çökme yoksa orta kulak sıvıları 3-6 ay takip edilebilir. Kulak zarında çökme, ileri seviyede işitme kaybı, hastalık süresi 3 ayı geçmemişse, konuşmada gecikme, sık orta kulak atakları öyküsü yoksa hastalar birer ay aralıklarla 3 ya da 6 ay takip edilebilir.

İlaç Tedavisi: Kulak nezlesinde orta kulakta mikrobik hastalık etkenleri bulunmadığı için ilaç tedavisinin etkisi çok azdır. Ancak orta kulağa enfeksiyon yayılmasına yol açan burun, boğaz, sinüs, geniz bölgesinde enfeksiyon varsa antibiyotikler, geniz açıcı ilaçlar ve alerji ilaçları üst solunum yolu enfeksiyonu geçene kadar 10-14 gün kullanılması yeterlidir. Kulak nezlesinde ağrı kesiciler iltihap sürecini uzattığı için önerilmez.

Cerrahi Tedavi: Kulak zarında çökme, işitme kaybının fazlalığı (35 dB ve üzeri), sinirsel tip işitme kaybı, konuşmanın gecikmesi, dirençli ve yakın bir gelecekte düzelmenin olası görülmediği durumlarda cerrahi tedavi uygulanması kaçınılmaz ve göreceli olarak acildir.

Cerrahi tedavide kulak kanalından kulak zarına havalanma sağlayıcı tüp takılır. Hastada geniz eti varsa ve enfeksiyon kaynağı olarak risk oluşturuyorsa geniz eti ameliyatı yapılması gerekir. Tüp genellikle takıldıktan sonra 6 ay içinde dış kulak yoluna doğru kulak zarı kapandıktan sonra atılır. Tüp ameliyatının hayati komplikasyonu yoktur.”

ERİŞKİN ÇAĞDA KULAK NEZLESİ

Erişkinlerde çocuklardan daha seyrek karşılaşılan kulak nezlesinin, buna karşın daha ciddi nedenlere bağlı olabileceğinin altını çizen Doç. Dr. Çelik, “Özellikle tek taraflı olan erişkin kulak nezlesinde ilk elenmesi gereken patoloji, geniz kanseri ya da lenf kanseri olmalıdır” diyerek sözlerini tamamladı.