KAHRAMANMARAŞ MİLLETVEKİLİ KARATUTLU:“Hakkını arayan Ökkeş Akça’ya ‘Seni bu şehirde barındırmayız’ denildi; Akça baskıya dayanamadı, 55 yaşında kalp krizinden vefat etti”
DEVA Partisi Kahramanmaraş Milletvekili İrfan Karatutlu, TBMM’de düzenlediği basın toplantısı ile Kahramanmaraş’ta yaşanan hukuksuzlukları ve depremzedelerin yaşadığı mağduriyetleri gündeme getirdi.
Depremin üzerinden 10 ay geçmesine rağmen bölgedeki koordinasyon ve bilgilendirme eksikliğinin hız kesmeden devam ettiğini ve yöneticilerin kamuoyunu bilgilendirme adına hemen hemen hiçbir şey yapmadığını belirten Karatutlu, Kahramanmaraş’ın problemlerini şu şekilde özetledi:
‘Yıkımın bile en az birkaç yıl süreceğini tahmin edebiliriz’
“Bölgedeki ağır hasarlı binaların yıkımı da devam etmektedir. Bu hızla yapılan yıkımla, yıkımın bile en az birkaç yıl süreceğini tahmin edebiliriz. Yıkım nasıl oluyor bölgede? Yetkililer, firmalara ihale ediyor. Şartnamede yıkım anında tozdan korunma amacıyla sulamanın ve vakumlamanın olması gerekirken firmalar masraflı olduğu için buna uymuyor. Demir ayrıştırmasının yıkım yerinde değil, molozları döküldüğü alanda yapılması gerekirken, maalesef masraf olmaması için firmalar yıkım yerinde ayrıştırmakta. Molozların da bir kısmını da orta bırakarak vatandaşın sağlığıyla oynamakta. Valilik; Çevre, Şehircilik, belediyeden herhangi bir denetim var mı? Tabii ki yok.”
‘Vatandaş, evrakları yetiştiremezseniz ağır hasarlıya çevireceğiz, yıkacağız’ tehditleri altında yaşamını sürdürmeye çalışmakta’
“Bölgede orta hasarlı binaların güçlendirme kaosu devam etmekte, vatandaştan onlarca evrak isteyip, ‘Yok size bir ay süre, yok iki ay süre, yetiştiremezseniz ağır hasarlıya çevireceğiz, yıkacağız’ tehditleri altında vatandaş yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır.
Onunla yetinmeyen yöneticiler, orta hasarlı binalarda oturan vatandaşları taciz etmeye başlamıştır. Yüzlerce aile bu kış günü doğal gazları kesilerek, küçük çocuklarıyla soğukta eziyet çekmektedir. Daha dün Kahramanmaraş Boğaziçi bölgesinden bu konuyla ilgili onlarca şikayet gelmiştir.
Bölgede TOKİ marifetiyle yapılan deprem konutları da kömürlü kaloriferle yapıldığı ve yakılmadığı içinde yüzlerce ailenin soğuk içinde perişan oldukları bilgisi geldi. Buradan yetkililere soruyorum gerek Önsen gerekse Ağyar’da yapılan TOKİ konutlarında kömür kalorifer mi kullanılmaktadır. Hangi çağda yaşıyoruz? Vatandaşa birkaç yıl sonra tekrar doğal gaz kazanı için masraf çıkarmak neyin nesi? Doğal gaz firmalarından bu bölgelere hat çekmelerini talep etmek çok mu zor geliyor?”
‘Zaten deprem nedeniyle mağdur olan hükümlü ve tutuklu yakınları binlerce lira masraf yaparak uzak illere gitmeye çalışmakta’
“Kahramanmaraş bölgesindeki tek hapishane olan Türkoğlu Hapishanesi 10 aydır tamir edilemiyor ve açılamıyor. Kahramanmaraşlı binlerce hükümlü ve tutuklu, nakledildiği Antalya, Ardahan, Tarsus gibi Kahramanmaraş’tan uzak yerlerde yatmaktadır. Zaten deprem nedeniyle mağdur olan hükümlü ve tutuklu yakınları binlerce lira masraf yaparak bu uzak illere gitmeye çalışmaktadır. Adalet Bakanlığı’na sesleniyorum: Deprem nedeniyle mağdur olan vatandaşları bir de tamirat işlerini yavaştan alarak mağdur etmenin gerekçesi nedir?”
‘Savcı ile avukat arasında yaşanan bir olayı anlatmak istiyorum’
“‘Adalet Bakanlığı’ deyince geçen hafta Kahramanmaraş Afşin ilçemizde bir savcı ile avukat arasında yaşanan bir olayı anlatmak istiyorum. Bir yıl önce avukatın duruşmaya geldiği bir anda arabasını yanlış park etmesi nedeniyle başlayan soruşturmada ifade verme tartışması, savcının avukata ‘Ayakta ifade vereceksin!’ yaklaşımının, avukatla olan tartışmaları avukatın gözaltına alınıp kelepçe takılması ve tutuklanmasıyla sonuçlanmıştır. Deprem nedeniyle maddi-manevi psikolojik travmalar yaşayan Kahramanmaraş, bu tür gereksiz işlerle meşgul edilmektedir. Mahkemeler ve hukuk; savcı ve hakimlerin oyun alanı değildir. İncir çekirdeğini doldurmayan konularda bu tür tavır ve fevri yaklaşımları Adalet Bakanlığı ve HSYK dikkate almalıdır. Gerekiyorsa tüm hukuk mensupları belirli periyotlarla davranış bozukluğu, psikolojik durum tespiti yönünden değerlendirmeye alınmalıdır.”
‘Sağlık hizmetlerindeki gerileme devam ediyor’
“Bölgede yıkılan hastane eksikliğine bağlı sağlık hizmetlerindeki gerileme devam ediyor. Hastanelerde poliklinik yığılmalar, ameliyatlarda ve tetkiklerde gün atmalar, Üniversite hastanesindeki doktor eksiklikleri vatandaşı mağdur etmektedir. Sağlık Bakanlığı’nın sağlık hizmetlerinin gerilemesine rağmen Kahramanmaraş’a olan negatif tavrı bir an önce son bulmalıdır. Üç ay önce temeli atılacak olan acil durum hastanesinin daha bir çivisi bile çakılmamıştır.”
‘Ökkeş Akça baskıya, strese ve partizanlığa dayanamayarak 55 yaşında kalp krizinden vefat etti’
Son olarak yaşadığı mağduriyet için hakkını ararken 55 yaşında kalp krizi geçirip hayatını kaybeden Ökkeş Akça isimli vatandaştan bahseden Karatutlu şu ifadeleri kullandı:
“Ökkeş Akça’dan bahsetmek istiyorum. Ökkeş Akça, 45 yıllık kundura ustasıydı ve Kültür Bakanlığı’nda saraciye sanatçısıydı, Kahramanmaraş Olgunlaşma Enstitüsü’nde altı yıldır sözleşmeli öğreticiydi. Yaklaşık 1,5 yıl önce Olgunlaşma Enstitüsü’nde müdür değişti. O zaman bakan, şu an milletvekili olanın yeğeni müdür yapıldı. Yeni müdür, eski müdürün adamı olduğunu düşündüğü 30 kişiyi tespit etti. Bu 30 kişi, göstermelik bir sınavla devre dışı bırakıldı. Ökkeş Akça, Ağustos ayında beni aramıştı. Hüzünlü bir şekilde kendisinin 2 yıl önce sertifika verdiği kişi tarafından sınava alındığını ve elendiğini belirtmişti. Elenenler arasında doktora yapanlar, master’ı bitirenler bile vardı. Hakkını aramaya çalışan Ökkeş ve diğer 30 kişi, ben dahil milletvekillerine, yetkililere, CİMER’e ulaşmaya çalıştılar. Bu şikayet üzerine Kahramanmaraş Milli Eğitim Şube Müdürü, Ökkeş Akça’yı arayarak, ‘Seni FETÖ’cülükle, PKK’lılıkla suçlar, bu şehirde barındırmayız’ tehdidinde bulundu.
Asgari ücrete muhtaç iki üniversite öğrencisi okutan Ökkeş Akça bu baskıya, strese ve partizanlığa dayanamayarak 55 yaşında kalp krizinden vefat etti. Bunu niye anlatıyorum? Belki bu işe sebep olanlar birazcık vicdan azabı duyarlar ve bari Ökkeş Akça‘nın üniversite okuyan çocuklarına sahip çıkarlar, tabii vicdanları kalmışsa…