Nerden hafızamda kalmış anımsamıyorum ama; yirmi yıldır Bodrum’u mesken tutmuş İsveçli ihtiyar bir çifte muhabir mikrofonu uzatmıştı: “Neden Türkiye’de yaşıyorsunuz,

Bilgi dolaşımını serbest bırakarak, her kafadan bir sesin çıkmasına kasıtlı imkân veren yeni tekno-medyatik düzen, sözlerin bir bilinç ve idrak

Temel`in en samimi arkadaşı olan İdris, uzun süredir artık kahveye uğramaz olmuştu. Bu duruma fena halde bozulan Temel, bir süre

Yer Bedir kuyuları. Bundan 1500 küsur yıl öncesi. Müşriklerin hazırladıkları orduya karşılık savunma konumuna geçen Alemlere rahmet olan ve sahabe

Malum Kurban Bayramı ve bayramla birlikte özellikle son yıllarda yoğunlaşan manasız bir “kurban” tartışması; “Dinde kurban kesmek var mıdır, yok

Vaktiyle Bursa’ da bir Müslüman, eski adı “Yahudilik Yolağzı”, bugünkü adı “Arap Şükrü” olan muhitte çeşme yaptırmış ve başına bir

Tarih ve  güncel şahittir ki artık her kesime, her gruba, her düşünceye ve dahi her kuruma kene gibi yapışmış ahlaki

“Ne oldu, nasıl oldu, ne zaman oldu” sorularına vereceğimiz cevaplar izahı çok uzun; kişiye, konuma, aldığı eğitime, sosyo ekonomik duruma

Yaşlı bir adam, sabah erken evinden çıkmış, yolda kendi halinde ilerlerken acele eden bir bisikletlinin çarpmasıyla yere yuvarlanmış ve hafif

Bir zamanlar Bağdat’ta ünlü bir marangoz varmış. Ömrünün ahir zamanında epeyce bir zaman ayırarak sedef kakmalı ceviz ağacından çok güzel

Benim için ayrı bir ilgi alanı olan TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu)’nun yayımladığı verilere bazen saatler ayıran deli bir tarafım var.

ORUCU “NE” ORUÇ KILAR? Hayat hiç ara vermeden devam ediyor ve zaman belirlenmiş bir ecele doğru hızlı bir şekilde akıyor.

Meşhur hikayedir belki de asırlardan beri rivayet edilip günümüze kadar gelen; Vaktin birinde bir kral, şehirde gezerken gördüğü genç bir

Bir kalem nasıl ki insan beynindeki görünmeyen bilgiyi kâğıda döküp yazılı hale getiriyorsa, iman iddiasındaki her birey de içinde var

Sözün frenlerinin boşaldığı keder verici zamanları yaşıyoruz aynı çağın göğsünden süt emen insanlar olarak. Hemen herkesi içine çeken bu felaket

Zamanın birinde henüz yeni evli bir çift vardı. Evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını

Bir gün birbirini hiç tanımayan ama mecburen bir arada olmaları gereken altı insanın yolu bir yerde kesişti ve hep birlikte

Adamın biri gitmiş Nasreddin Hoca’ya “Yahu hocam bizim ev pek dar, sığamıyoruz bir türlü, ama büyük eve de paramız yetmiyor,

Hocam “Büyüklerimizden duyduğumuz kadarıyla eskiye oranla maddi durumlarımız çok iyi olduğu halde, neden ruhlarımız doymuyor” diye sormuştu gençlerimizden biri, bir

Çok değil bundan en fazla on beş yirmi yıl önce güzeli görenler gördüklerini tefekkür ederek, içlerine iyice sindirerek, kendilerine katarak

Yaşı kırk ve üzeri okurlarım bilirler çok değil bundan yirmi yıl önce birileri gelip bize insanların bakışlarıyla çeşitli boylardaki ekranlara

Çok değil bundan en fazla on beş yirmi yıl evvel işten dönerken bakkala uğrayan; ceplerinden ve çantalarından filelerini çıkarıp alışverişini

Ard arda gelen haberlerle paslı ve yorucu bir iklimden geçiyoruz. Bu iklimde sadece zihnimiz ve kalbimiz değil; hayalimiz, umudumuz, ufkumuz

 “Lebbeyk Allâhümme lebbeyk, Lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk, İnnel hamde venni’mete leke vel mülk, lâ şerîke lek.” İşte sana geldim