BİR NEFES SIHHAT BİR ÖMÜR HUZUR

İnsan yaşadıkça ve yaşlandıkça daha çok anlıyor. Öyle bir anlayış ki, önceden kıymetini bilmediklerinin farkına varış bu. Meşhur bir söz var: “Yaşlılar yapabilse, gençler anlayabilse.” Anladığınızda çok şeyin artık geç olduğunu ve adeta bir nehrin içerisindeki çok kıymetli bir cevherin uzaklaşıp da gittiği görmektir yaşamak. Anladığınızda çok şeyin artık geç olduğunu ve adeta bir rüzgâr […]

İnsan yaşadıkça ve yaşlandıkça daha çok anlıyor. Öyle bir anlayış ki, önceden kıymetini bilmediklerinin farkına varış bu.

Meşhur bir söz var: “Yaşlılar yapabilse, gençler anlayabilse.”

Anladığınızda çok şeyin artık geç olduğunu ve adeta bir nehrin içerisindeki çok kıymetli bir cevherin uzaklaşıp da gittiği görmektir yaşamak.

Anladığınızda çok şeyin artık geç olduğunu ve adeta bir rüzgâr ile savrulup da ta en uzaklara kadar uçup da giden içi hava dolu balonun arkasından bakmaktır yaşlanmak.

Yaşamak ve yaşlanmak, aldığımız nefeslerle ilgilidir.

Nefes ala ala, gündüz gündüz, gece gece ve aynı yollardan ya da farklı yollardan geçe geçe ömür tüketmektir yaşamak ve yaşlanmak.

Aldığımız nefeslerin ne kadar kıymetli olduğunu hasta olduğumuzda daha çok anlarız.

Ömrün ne kadar muazzam bir cevher olduğunu yaşlandığımızda anlarız.

Buraya kadar yazdıklarım Dünya kurulalı geçerli bir gerçektir.

Bu gerçek işte yaşadığımız şu iki yıl içerisinde daha da önemli hale geldi.

Korona Virüs salgını, Covid 19 “bir nefes sağlığın önemini” tüm Dünya’ya bir kez daha hatırlattı.

Öyle bir hatırlattı ki, sağlık hayatımızı temeline oturdu.

Hayatımızda olmayan kavramlar son iki yılda adeta hayatımızın mihverinde yer almaya başladı.

PCR testi, Turkovac, Sinovac, Biontech, Covid 19, Delta varyantı, Mu varyantı, Korona Virüs, antikor, filyasyon, entübe, immün, izole, triyaj, pandemi ve daha bunlar gibi nice kavram ve kelimeler herkesin dilinde. Sanki herkes doktor, herkes sağlıkçı gibi, eskiden yalnızca tıp camiasının bildiği ve kullandığı kelime ve kavramları, günlük hayatımızda “çekirdek çitler gibi” kullanıyoruz.

Bu dahi ortamın sağlıksız olduğunu gösteriyor. Sağlıkçıların kullandığı kelime ve kavramları halk ne kadar çok kullanırsa, ortam o kadar sağlıksızdır.

Bir nefes sıhhatin, bir ömür huzur olduğunu anladık. Sağlığın varsa huzurlusun, sağlığın yoksa huzursuzsun. Durum bu kadar açı ve net.

Ne diyor Kanuni Sultan Süleyman:

“Halk içinde muteber bir nesne yok Devlet gibi,

Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.”

Bu şiirin ilk mısraındaki Devlet, bizim bildiğimiz anlamdaki Devlet’tir. İkinci mısrada geçen devlet ise, baht, saadet ve mutluluk anlamındadır.

Padişahlarımız, Ecdadımız hem şiir yazmış ve hem de böyle muhteşem edebi sanatlar kullanmışlardır. Birçok Padişahımız Şair idi. Allah cümlesine rahmet eylesin.

Bazen bir şiir, bir mısra, bir beyit, binlerce kelime ve sözle anlatacağımız hususu kolaylıkla anlatmamızı sağlar.

İşte Ecdadımızın yukarıda yer verdiğim şiiri de böyledir. O iki mısra, bir beyitte sağlığın önemi anlatılmış ve adeta ciltler dolusu kitaplarda anlatılacak hususlar kısaca bir şiirde belirtilmiştir. Şiirin böyle bir özelliği var. Kısa ve öz anlatım. Fazlalıkların, saha doğrusu gereksiz sözlerin atılmasıdır şiir. Bunun için şiir için, “darası alınmış söz” tabiri kullanılır.

Sağlık, bir nefes sıhhat ve bir ömür huzur için, başları sıkıntıya girdiğinde ve hastalıklarında insanlar, çalışır ve çabalar, ancak bazen bunun farkına da sağlıklarında çok da varmazlar. Esasında insanoğlu bir nefes sıhhat, bir soluk hava için sonsuz şükür ve hamd içerisinde olmalıdır. Çünkü bir nefes almak ve bir soluklanmak yaşamın temelidir. O olmazsa olmaz.

Bu temeli dikkate alarak insanoğlu, nefes alabiliyorsa ve bunda hiçbir soru yaşamıyorsa sonsuz kere ham ve şükür ile Yüce Rabbimize dua ve niyaz içerisinde olmalıdır. Bunu yapmıyorsa nankördür.

Ben birçok yazımda nankörlüğü eleştirdim ve yerden yere vurdum. Sağlığı olduğu halde bunun için şükretmeyen insan nankördür.

Sözü uzatmayalım ve maksadımızı şöyle özetleyelim:

Ayakta duramayanlara, ayakta durmanın ne kadar önemli ve mühim olduğunu sor.

Parmağını kıpırdatamayanlara, parmağı oynatmanın ne kadar önemli ve mühim olduğunu sor.

Yürüyemeyenlere, yürümenin ne kadar önemli ve mühim olduğunu sor.

“Sağlıklı olarak yaptığınız size basit gelen işler, inanın o kadar önemli ve o kadar mühim ki, o yaptıklarınızı yapamayanlara, yani sağlığını yitirenlere gidin sorun ve halinize şükredin.”

BİR NEFES SAĞLIK

En büyük devleti sıhhat bildi Ecdadım.

Kanuni Sultan Süleyman olsan da sağlık,

Sıhhati en büyük saadet bil Evladım.

Cihanda dillere destan olsan da sağlık.

Alabiliyor musun keyfince bir nefes?

Duyabiliyor musun eğlenceli bir ses?

Özgürsen ve seni sarmıyorsa bir kafes.

Parasız pulsuz, gariban olsan da sağlık.

Bir nefes temiz hava, bir yudum temiz su.

Bunları Dünyalara değişmem doğrusu.

İnsanı sardı mı, bir ölümün korkusu.

Ah, ah, Allame-i Cihan olsan da sağlık.

Hayatta en büyük nimet bir nefes sıhhat.

Tevekkül et Allah’a, şükrüne şükür kat.

Her saniye yeni başlangıç için fırsat.

Yaşlı ve genç, hangi devran olsan da sağlık.

Bakmaz Azrail, boyuna, posuna, yaşına.

Herkes bir gün yatacak musalla taşına.

Güvenme sakın, ahbabına kardaşına.

Tek başına, yalnız bir can olsan da sağlık.

Yiyip içtiklerimiz, şifadır inşallah.

Gezip gördüklerimiz, sefadır inşallah.

Anlayana sözlerim, devadır inşallah.

Şiirler okuyup yazan olsan da sağlık.

İlimler okuyup yazan olsan da sağlık.

Bu şiirimi 25 Nisan 2020 tarihinde yazmıştım. “Gariplerden Bir Yolcu” isimli 2021 yılında çıkarttığım kitabımda da yer alan bu şiirimi yazma sebebimi tahmin etmişsinizdir. Evet,  baş belası Korona virüs salgını dolayısıyla yazdım. Korona Virüs salgını geçen sene 2020’den itibaren “bir nefes sağlığın önemini” tüm Dünya’ya bir kez daha hatırlattı. Bu hatırlatmayla işte bu şiirimi yazdım. Bu şiirimle, bu yazımla birlikte tüm sevdiklerime ve dostlarıma sağlık ve esenlikler dilerim. “Aman ha aman, sağlığınızın kıymetini bilin” derim.

Sağlığınız yoksa trilyonlarınız olsa, en büyük makamlar sizin olsa ve Dünya önünüze serilse, sağlığınız yoksa huzurunuz yoktur. Bunu aklınızda hiç çıkartmayın. Vesselam.

Ahmet SANDAL

Exit mobile version