ABD Başkanı Trump ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Beyaz sarayda bir araya gelerek, basın görüşmesinin ardından,işgalini sürdürdüğü Golan Tepeleri;ni İsrail toprağı kabul eden kararnameyi imzaladı.
Mevlüt Çavuşoğlu ise bu kararnameyle ilgili olarak şunları söyledi:”ABD bir kez daha uluslar arası hukuku yok saydı. Ancak bu karar,İsrail’in ilhakını asla meşrulaştırmayacak. Diye söyledi. Ne yazık ki bu bu imza töreni saatlerinde, İsrail uçakları Gazze’yi vuruyordu.
Golan Tepelerinin tarihine baktığımızda;5 Haziran 1967 de İsrail ve Araplar arasında artan uzlaşmazlık 6 gün savaşlarının çıkmasına yol açmıştı. İsrail, Mısırdan Gazze ve Sina Yarımadasını,Suriyeden Golan Tepelerini ele geçirdi.Ürdün çoğunluğunu da Batı Şeria ile Doğu Kudüs ‘ten çıkardı.BM’bakış açısından 500bin Filistinli mülteci hale geldi. Mısır,Lübnan,Ürdün ve Suriye’ye yerleşmek zorunda kaldı.
Filistinliler işgalci İsrail’in saldırılarına karşı, çaresizliğin içinde bile onurlu direnişine, mücadelesine devam ediyor. Beni en çok etkileyen, direniş karelerinden biri olan tekerlekli sandalye üzerindeki Filistinli Ebu Salah oldu. Ebu Salah;2014 yılında İsrail’in hava saldırılarında bacaklarını kaybetmişti. O haliyle bile tekerlekli sandalyesiyle bu direnişe katılmış, sapan taşıyla İsrail’e karşı mücadelesini sürdürürken, son saldırılarda şehit oldu.
Buradan şu soruyu sormak istiyorum, sözde Müslüman devletlere; tekerlekli sandalyesinde Kudüs’ün namusunu kurtarmaya çalışan engelli Fadi Ebu Salah kadar yürekli olamadınız.
İslam coğrafyasında son yüzyılda hem vatanlarından kovulmuş, yurtsuz bırakılmış, canlarını verdikleri mücadeleden vazgeçmeyen tek millet Filistinliler olmuştur. Bu konuda sözde Müslüman devletlerin kınamadan öteye gidemediklerini görüyoruz. Bu konuda en çok duyarlılık gösteren ülke Türkiye ve birkaç samimi Müslüman devlet olmuştur. Diğer Müslüman devletlerin bu konuya duyarsız kalmaları Kudüs’ü yalnız bırakmıştır.
İşgal eden devletlerin güçlü olmasından değil, sözde Müslüman Devletlerin bu konuda bir araya gelememeleri ve beceriksizliği yüzünden GAZZE bu hale gelmiştir.
Birkaç Müslüman Devletin dışında, sözde Müslüman devletler saltanat uçaklarıyla, zenginlikleriyle keyiflerini bozmazken, Kudüs davası Filistinlilerin omuzlarına yüklendi.
İşgalcilere ve destekçisine destek veren, Kudüs’ü yalnız bırakan sözde Müslüman ülkeler sizin ihanetinizi de tarihe kara bir leke olarak düşecek ve ilahi adalet elbet bir gün tecelli edecektir.
Kudüs bütün insanlığın ortak inançtaki kırmızıçizgisi olup, binlerce yıldır orada yaşayan insanların hassas noktasıdır.
Bu sebepten hiç kimsenin başkasına sınır getiremeyeceği, kendi çıkarları doğrultusunda tasarruf edemeyeceği bir inanç diyarıdır.
Buraya uzanan kirli eller tüm Müslümanların ruhunu derinden etkiler. Musa Peygambere inen vahiy bizi bağlar ve Kurandaki kıssaları ruhumuzun derinliklerinde yankılanır.
İsa Peygamberin yol arkadaşlığında Mescid-i Aksa’ya yani peygamber mirasına sahiplenmek hepimizin meselesidir.
Bu çile yolunda, Mescid-i Aksa’da namaz kılmak kadar, bu mirası korumak ta en büyük görevimiz olsa gerek.
Geçmişi hatırlamada fayda vardır;” İsrail’in 1967 savaşlarında kanla zapt ettiği toprakları ilhak etmesi dünya kamuoyunda asla kabul görmedi. Dünyanın tüm ülkeleri bu işgali yasadışı gördü ve bu durum hukuki olarak ta aynen böyle olmaya devam ediyor. BM’in 242 sayılı Güvenlik Konseyi’nde işgal devletinin fazladan yerleştiği toprakları derhal terk edip 67 sınırlarına çekilmesi kararı alındı. Bu karar birkaç kez daha tekrarlandı ve hala geçerli.”
21 Aralık 2017 de ne oldu?
BM Genel Kurulu’ndaki Kudüs oylamasında Trump’ın istemediği karar çıktı.
Türkiye’nin girişimiyle hazırlanan karar tasarısı kabul edildi. Oylamada 128 kabul, 9 ret ve 35 çekimser oy kullanıldı.
Oylamada; ABD, İsrail, Guatemala, Honduras, Marshall Adaları, Micronezya, Nauru, Togo, Palau ret oyu verdi.
Trump’un tehditleri karşılığını bulmadı, Türkiye’nin Kudüs konusunda asil ve büyük devlet olarak ortaya koyduğu tavır ve gayret meyvesini verdi. BM genel Kurulundaki tarihi oylamada 193 ülkenin güçlünün değil de, haklının yanında oy kullanması ve çoğunluğu karşısında ABD nin Kudüs kararı reddedildi.
Kudüsün esareti, işgalcilerin güçlü olmasından kaynaklanmıyor, Müslüman ülkelerdeki yozlaşmış rejimlerin duyarsızlığından kaynaklanıyor.
İçimden dökülen birkaç mısrayı da paylaşmak istiyorum. Saldırılarda şehit düşen tüm Filistinli kardeşlerimize Allahtan rahmet diliyorum.
VATAN İÇİNDE VATANSIZLIK/Mustafa Önyurt
Acı bir fotoğraf düşmüştü
Gazze’den ekranlara
Kan içinde dökülen ağıtlar
İçimize akıverdi Anadolu’da
Bombalar yağarken bebeklere
İnsanlık suçu işleyenler;
Nasıl kıydınız masum annelere
Tevrat’ta bile;
Böyle bir şey yazmıyor
Benim ise kalbim sızlıyor
Senin hesabın bu dünyalık
Onların acısı ise;
Vatan içinde vatansızlık
Öldürdüm sanma sakın;
Küçük Ömerleri Muhammedleri
Onlar;
Yerlere serpildiler tohum gibi
Toprak doğuracak bir gün
Elbet Selahattin Eyyubileri