Yazımın başlığı önce “Fikri İktidarı Nasıl Tesis Edebiliriz?” şeklinde idi. Bu başlığı yazdım ve şöyle düşünmeye başladım: “Yazıma nereden ve hangi sözle başlarım?” O anda imdadıma açık olan TV’deki haber yetişti.
TRT’nin TV kanalı açıktı ve haber programı yayınlanıyordu. Tam da bu yazıma başlarken, TRT’de şöyle bir haber geçiyordu. “Sahte içkiden ölenlerin sayısı 79’a ulaştı.” Bu sayı kaç günün rakamıdır diye de merak ettim ve Google’da araştırma yaptım. 9 Ekim 2020’den bugüne (25 Ekim 2020’ye) kadar olan rakamlarmış. Google araştırmasına şunu da gördüm, İzmir’de sahte içkiden ölenlerin sayısı 32’ye çıkmış.
TRT’deki o haberde Zonguldak’ın Alaplı ilçesinin de ismi de geçiyordu. Onu da Google’da araştırdım ve 17 yaşındaki bir genç ve arkadaşı sahte içki hazırlamışlar ve 17 yaşındaki olan genç o içkiyi içtikten sonra komalık olmuş ve hastaneye kaldırılmış. Belki de ölecek. İnşaallah ölmez ve kurtulur.
İşte bu haber üzerine yazımın başlığını da yukarıdaki gibi yazdım ve “Bu Toplumu Manevi Koma’dan Nasıl Çıkarırız?” şeklinde bir soruyu sordum.
Gençler kötü alışkanlıklar içerisinde boğuşuyor. Gençler uyuşturucu, alkol ve sigara ile hemhal olmuşlar. Toplumun geneli ve özellikle gençler manen komada.
Zonguldak Alaplı’da 17 yaşındaki genç bedenen komada imiş. Elbette önemli ve dualarımız o gencin bedenen kurtulması üzerinedir.
Bu dua yeterli mi?
O genç bedenen kurtuldu ve madden iyileşti diyelim, manevi koma devam ederse, tekrar hastalanmayacağını ve tekrar kötü işler yapmayacağını kim garanti edebilir?
Başta tüm gençlerimizi ve sonra da toplumun tamamını manevi komadan nasıl çıkartabiliriz?
Gerçekten de buna Devlet olarak kafa yorduk mu?
Ben bu hususta kafa yorduğumuzu (gerçekten hassas bir şekilde kafa yorduğumuzu) sanmıyorum. Hep göstermelik işler yapıyoruz.
Ben toplumun manevi çöküşüne çare bulunması için binlerce kez yazdım ve öneriler getirdim. Kimsenin umurunda mı? Bilmiyorum.
Bundan 10-15 sene önce yazdığım ve şiir kitaplarımda mevcut olan bir şiirimde şöyle haykırıyorum:
“Göstermelik bir sahip çıkış var, bayramlarda, seyranlarda,
Söyleyin bakalım gençliği kim koruyacak diğer zamanlarda,
Maalesef gençlik göz göre sürükleniyor boşluğa, uçuruma,
Hâlâ bazıları gerçeği görmüyor, kafasını sokuyor kuma.”
Aile ve Gençlik, Ahlak ve Akıl üzerine ne kadar yazı yazdığımı merak edenler için söyleyeyim. Yüzlerce yazı yazdım. İşte onlardan bir kısmının başlıkları ve yayınlama tarihleri:
Okullar Açılırken Öğretmen Ve Öğrencilere Sesleniş – 20-09-2020
Peygamberimiz Ve Gençlik – 15-10-2020
Gençlik ve eldeki zamanın değeri 21-08-2020
Ekinleri Nesilleri Koru Allah’ım – 26-04- 2020
Bizden Söylemesi – 25 -12- 2019
Mahalle Kültürünü Tekrar Yaşatmak ve Yaşamak – 23-03-2018
Merhamet Toplumundan Menfeat Toplumuna Savruluş – 16-12-2017
Toplumda ve Gençlerimizde Hak ve Sorumluluk Bilinci – 23-01-2017
Nitelik ve Nicelik Üzerine Denemeler – 01-01-2017
Eğitimsiz Öğretim Daha Nereye Kadar Devam Edecek – 27-12-2016
Kendini Bil / Kendini Bul – 29-11-2016
Herkes Çocukluğunu Arıyor! – 22-11-2016
Ruhumuzun da Şarja İhtiyacı Var. Hiç Düşündük mü? – 13-07-2016
Başarılı Olmak Zorunda Değilsin. Ahlaklı Olmak Zorundasın – 03-06-2016
Akıl ve Ahlak – 14-12-2015
Hasbi Dostluklar mı? Hesabi Dostluklar mı? – 06-12-2015
Kahramanmaraşlı Bir Gençten Örnek Bir Davranış – 18-10-2015
Evlilik Okulu Semineri – 05-10-2015
Oğlum! İyi Dinle – 31-08-2015
10 Maddede Gençlik ve Yaşlılık Üzerine Fikirlerim – 23-01-2015
Hal-i Pür Melalimiz – 20-12-2014
Önce Ahlak – 08-12-2014
Önce Maneviyat – 05-12-2014
Her Adımda Edep – 02-11-2014
Mankurtlaştırma mı, Manyaklaştırma mı? – 09-09-2014
Ölçün Ne? Mutlak Hakikat mi? Nispi Hakikat mi? – 06-09-2014
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Var Ama! – 21-08-2014
Yazılarımda ısrarla belirtiyorum ve net olarak haykırıyorum. Toplumumuz ve gençlerimiz için manevi kurtuluş reçetesi sunuyoruz. Gerçekleri net olarak belirtiyoruz. Yalnız maddi ilerleme ile, yalnız maddi anlamadaki yatırımlarla (yol, su, elektrik, köprü, devasa binalar dikmekle) bir yere varılamaz. Bunu söylerken birilerini ürkütebiliriz. Olsun. Kimseden ne korkumuz var, ne de çekindiğimiz var. Biz yalnız Allah’tan korkarız ve yalnız O’ndan (cc) yardım ve inayet bekleriz.
Yazımın başındaki sorunun cevabı, yani“Bu Toplumu Manevi Koma’dan Nasıl Çıkarırız?” sorusunun cevabı tüm yazılarımda mevcut.
Ben tüm yazılarımda bu kurtuluşun reçetesini sunuyorum. Burada da kısa bir özetle şu hususların altını çiziyorum:
Bu Toplumu Manevi Koma’dan Çıkartmak İçin:
1-Niceliğe değil, niteliğe önem verin.
2-Okullarda yalnız akıl eğitimine değil, hem akıl, hem de terbiye (ahlak) eğitimine yer verin. İlim yanında irfan hakkında da gençlerimize ve çocuklarımıza ufuk sunun.
3-Ahlakın kendisinin bir şeyi başarmaktan daha önemli olduğunu gençlerin ruhuna yerleştirin.
4-Ne elde etmiş fikrini değil, nasıl elde etmiş fikrini öne çıkarın.
5-Sözün iyi, doğru ve güzel olup olmadığına bakın, sözün kim tarafından söylendiğine değil, ne söylendiğine bakın.
6-Gençlere özgüven ve kişilik kazandırın. Onları pısırık ve robot gibi yetiştirmeyin.
7-Adalet, hak ve hukuk üzerinde çok hassas olun ve bu kavramların içini boşaltmayın, toplumda tam olarak yer bulmasını sağlayın. Hukukun üstünlüğünü sözde değil özde savunun.
8-Tenkite açık olmak, hoşgörülü olmak, sağduyu ile hareket etmek, sevgi ve saygılı olmak ve benzeri önemli konuları her daim gündemin merkezinde tutun.
9-Kâl (söz) ile değil, hâl (uygulama) ile örnek olun. Sözleriniz ile davranışlarınız birbiriyle uyumlu olsun. Kulu kandırabilirsiniz de Allah’ı asla kandıramazsınız. Özünüz sözünüz bir olsun.
10-“Ben bu Devlet’ten ne alırım diyenleri değil, ben bu Devlete ne verebilirim” diyenleri işbaşına getirin ve doğru-dürüst çalışanlara yöneticilik görevleri verin.
11-Çok fazla söze gerek yok. Peygamberlerin, Alimlerin, Filozofların yolundan gidelim.
Bu 11 hususu yerine getirmezseniz toplum manevi koma’dan çıkmaz ve fikri iktidar tesis edilemez.
Vesselam.
Ahmet SANDAL