Diyetisyen Esra Zengin ‘Migren’in beslenmeyle ilişkisini anlattı

Diyetisyen Esra Zengin, migren ile beslenme arasındaki bağlantıyı anlatarak, aşırı kilolunun insanlarda atakların artmasına neden olduğunu söyledi. Migren, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından dünyada iş yapamamaya yol açan hastalıklar arasında 19. sıraya olduğunu, kadınların ise 12. sırada aldığını hatırlatan Diyetisyen Esra Zengin, bazı besinler, katkı maddeleri ve diyetteki diğer bileşenler, migrene yol açabileceğini söyledi. “Migren […]

Diyetisyen Esra Zengin ‘Migren’in beslenmeyle ilişkisini anlattı

Diyetisyen Esra Zengin, migren ile beslenme arasındaki bağlantıyı anlatarak, aşırı kilolunun insanlarda atakların artmasına neden olduğunu söyledi.

Migren, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından dünyada iş yapamamaya yol açan hastalıklar arasında 19. sıraya olduğunu, kadınların ise 12. sırada aldığını hatırlatan Diyetisyen Esra Zengin, bazı besinler, katkı maddeleri ve diyetteki diğer bileşenler, migrene yol açabileceğini söyledi.

“Migren nörolojik ve otonom değişikliklerin bulunduğu bir hastalıktır”

Migren aşırı şişmanlarda sınıflandırıldığında oran yüzde 80’e kadar çıktığına dikkat çeken Diyetisyen Zengin, “Migren tüm dünyada yaygın olarak bilinen, genellikle ataklar halinde başlayıp şiddetli bir baş ağrısına neden olan gastrointestinal, nörolojik ve otonom değişikliklerin bulunduğu bir hastalıktır. Migrenin tipik özellikleri 4-72 saat sürebilen ve genellikle tek taraflı orta veya ağır şiddetli olan ve tekrarlayan şekilde görülen bir baş ağrısı bozukluğu olmasıdır. Migren, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından dünyada iş yapamamaya yol açan hastalıklar arasında 19. sıraya (kadınlarda 12. sıraya) yerleştirilmiştir. Bilimsel çalışmalar, kilolu kadınların yani beden kitle indeksi 30’un üzerinde olanların, BKI’leri düşük olanlara göre baş ağrısı çekme oranının yüzde 35 daha yüksek olduğunu gösteriyor. Aşırı şişman olarak sınıflandırılanlardaysa bu oran, yüzde 80’e kadar çıkıyor” dedi.

“Özellikle tiramin ve histamin içeren gıdalar, migren ataklarını tetikliyor”

Migreni tetikleyen faktörleri sıralayan Zengin, “Migreni Tetikleyen Faktörler, Stres, Hormonal değişiklikler, Uyku düzensizliği, Gebelik Hipertansiyon, Alkol ve sigara tüketimi, Açlık ve Öğün atlama, Obezite ve Beslenme ile tetikleyebilecek faktörler ise Migren Ataklarını Tetikleyebilecek Besinler

En sık tetikleyici özelliğe sahip olan besinler; alkol (özellikle şarap, bira), çikolata, peynir, kafein, monosodyum glutamat (MSG), aspartam, sakatatlar (karaciğer, beyin, böbrek, işkembe), sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş et ürünleri, konserve besinler, turunçgiller (portakal, mandalina, limon vb.), bakla, maya, yağlı ve baharatlı besinleri sıralayabiliriz. Bazı besinler, katkı maddeleri ve diyetteki diğer bileşenler, migrene yol açabiliyor. Özellikle tiramin ve histamin içeren gıdalar, migren ataklarını tetikliyor. Magnezyum bakımından zengin besinlerinse ağrıyı önleyici özelliği var” bilgisini paylaştı.

“Migren ataklarını önlemek veya azaltmak için ne yapabiliriz?”

Migren ağrıları yanlış beslenme ile tetiklenebilirken, doğru beslenme ile de kontrol altına alınabildiğini aktaran Zengin, “Migreninizi hangi faktörlerin tetiklediğini bilmeniz önemlidir. Bunun için atak geldiği sırada neler yiyip içtiğinizi düşünebilirsiniz. Bunun için bir migren günlüğü tutmak uygun olabilir. Bu şekilde besinlerin bireysel olarak nasıl etkili olabileceğinin anlaşılması, tedavide yer alıp almayacağının belirlenmesi ve atak sıklığının azaltılmasına yönelik uygun bir beslenme planının oluşturulmasında yol gösterici olabilir. Peki, migren ataklarını önlemek veya azaltmak için ne yapabiliriz? Çok gürültülü ortamlarda bulunmamaları, alkol ve sigara tüketmemeleri, hafif tempoda egzersiz yapmaları, nefes egzersizi, yoga veya meditasyon yapmaları ve mümkün olduğunca stresten uzak durmaları tavsiye edilir. Yoğun ışık, loş ışık ve hafif müzikle dinlenmeniz iyi olur. Açlık ve kan şekerinin düşüş gösterdiği durumlarda baş ağrısı artar. Bu nedenle migrenli hastaların düzenli uyumaları, aç-susuz kalmamaları ve öğün atlamamaları önerilmektedir. Günde 2-2,5 litre sıvı alımı da gerekli. Aktif olmak, günde 25-30 dakikalık kardiyo egzersiz yapmak (özellikle açık havada yürüyüş), baş ağrılarının kontrolünde önemli. Uyku saatlerinizin düzenli olmasına özen gösterin. Günde 7-8 saat uyumak baş ağrılarını kontrol altına alabilir. Kafein, baş ağrılarında iki türlü etki gösteriyor. Aşırı tüketimi ağrıyı tetikleyici, az tüketimiyse ağrı azaltıcı etki sağlıyor. Uzmanlar, ağrıyı hissetmeye başladığınızda, bir fincan koyu kahve içip, karanlık ve sessiz bir odada uzanmanın, yaklaşık bir saat içinde ağrıyı hafifleteceğini ya da tamamen geçireceğini belirtiyor. Ağrının başlayacağını hissettiğinizde; ısırgan otu, ıhlamur, melisa ve gümüş düğme çayını tercih edin. Bu bitki çayları rahatlamaya ve baş ağrılarını gidermeye yardımcı olabiliyor” açıklamasında bulundu.

Exit mobile version