Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Nurten Küçük, toplumda sık görülen ancak pek fark edilmeyen, bazen burun eti ile de karıştırılan poliplere dikkat çekti.
Dr. Nurten Küçük, “Burun polipleri (nazal polip); burun boşluklarımızın veya sinüslerimizin iç yüzeyini örten, doku tabakasından dışarı doğru sarkan, normal burun yapılarından farklı olarak büyüyen, yumuşak kıvamlı, ağrısız, kanlanması çok iyi olmayan, soluk renkli et parçalarıdır. Burun polipleri tıpkı burun etinde olduğu gibi burun tıkanıklığı, baş ağrısı, geniz akıntısı ve koku alamama gibi belirtilerle kendini gösterir” dedi.
Burun eti ile karıştırılan poliplerin ayrımı için mutlaka doktor kontrolünden geçilmesi gerektiğini dile getiren Küçük, “Burun polipleri (nazal polip); burun boşluklarımızın veya sinüslerimizin iç yüzeyini örten, doku tabakasından dışarı doğru sarkan, normal burun yapılarından farklı olarak büyüyen, yumuşak kıvamlı, ağrısız, kanlanması çok iyi olmayan, soluk renkli et parçalarıdır” diye konuştu.
Küçük, açıklamasında; “Her iki burun deliğinde üçer adet olan ve burnun normal yapısını oluşturan burun etleri daha kırmızıdır. Kanlanmaları da çok iyidir. Burun içinde normal yapılardan farklı olarak oluşan nazal polipler ise kanlanmaları normal burun etlerine göre çok iyi olmadığı için daha soluk ve renksizdir. Ayrıca daha çok üzüm tanesi gibi burun içinden sarkarak çok kolay hareket ettirilebilirler” ifadelerini kullandı.
“Burun polipi horlamaya sebep olabilir”
Küçük burun poliplerinin belirti göstermeyebileceğini ifade eden Dr. Küçük, şu bilgileri paylaştı: “Daha büyük nazal polip ya da polip grupları, burun pasajlarınızı tıkayarak burun içinden geçen hava akımını engelleyerek kısmi ya da tam burun tıkanıklığına neden olurlar. Ayrıca burun tıkanıklığının derecesine bağlı olarak hastada ağızdan nefes alma, horlama ve uyku apnesi (uyku sırasında hastanın kısa süreli nefes almayı durdurması) gibi solunum problemlerini de beraberinde getirir. Bütün bu solunum problemleri ile birlikte sağlıklı burundan nefes almak yerine hastanın ağız yolu ile nefes alması beraberinde tekrarlayan faranjit, nezle ve grip enfeksiyonlarını, sürekli devam eden boğaz tahrişi ve hassasiyetini beraberinde getirir. Ayrıca burun polipleri, burnun akciğere geçen havanın ısısını ve nemini ayarlama ve havada bulunan mikrop ve farklı gözle görülmeyen partikülleri temizleyip akciğere temiz hava gönderme gibi fonksiyonunu engeller. Bu nedenle ağızdan alınan nefes nedeniyle havanın ısı, nem ayarının yapılamaması ve içinde bulunan mikropların ve farklı gözle görülmeyen alerjen ve alerjen olmayan partiküllerin doğrudan akciğere geçmesine yol açar. Böylece astım ataklarının ve akciğer enfeksiyonu sıklığının artmasına neden olabilir.”
“Hastalarda geniz akıntısı görülebilir”
Burun poliplerinde en sık görülen şikâyetlerden bahseden Küçük, “Bunlardan biri, burun içinin poliplerle kapanmasına bağlı olarak hava içinde bulunan koku damlacıklarının burun içinde ilerlemesine engel olması sonucunda koku ve tat duyusunda azalma veya tamamen kaybolmasıdır. Burun içi poliplerle dolu olan hastalarda daha çok geniz akıntısı olarak gördüğümüz kronik burun akıntısı, sinüs ağızlarının poliplerle kapanmasına ve sinüslerin havalanmasının bozulmasına bağlı olarak kronik sinüzit, ara ara yüzde ağrı ve hassasiyet sık gördüğümüz şikâyetlerdir. Ayrıca hem ağızdan nefes almaya bağlı ağız içi bakterilerinin artması hem de sürekli olan geniz akıntısına bağlı olarak ağız kokusu şikâyetleri azımsanamayacak kadar çoktur” ifadelerini kullandı.
Dr. Nurten Küçük, nazal polipli kronik sinüzitin yaygın belirtilerini ise şöyle sıraladı: “Burun tıkanıklığı ve burun akıntısı, geniz akıntısı, koku alma duyusunda azalma veya yokluk, tat alma duyusu kaybı, yüz ağrısı veya baş ağrısı, boğaz kuruluğu, üst dişlerde ağrı, alnınızda ve yüzünüzde bir baskı hissi, horlama-uyku apnesi, sabah yorgun kalkma ve ağız kokusu, sık faranjit enfeksiyonu, sık astım atakları ya da akciğer enfeksiyonu geçirme.”
“Burun tıkanıklığına benzer şikayetler olabilir”
Burun poliplerinin burun pasajlarını kapatıp diğer belirtilere neden olduğunu ifade eden Dr. Küçük, “Burun tıkanıklığı ve burun hava akımını bozan burun etlerinin büyümesi, septum deviasyonu ya da burun çatısının çok dar olmasına bağlı gelişen burun tıkanıklığı şikâyetleri, burun polipleri ile aynı belirtileri gösterebilir” diye konuştu.
“Kronik hastalıklar burunda polip oluşumunu artırır”
Burun poliplerinin en sık nedeninin burun ve sinüsleri döşeyen mukoza zarındaki çeşitli nedenlere bağlı gelişen hasar olduğunu söyleyen Dr. Küçük, “Hasara neden olan en önemli etkenler iltihabi durumlar ve alerjidir. Ayrıca birtakım kimyasal maddeler ile sürekli temas edilmesi ya da astım ve kistik fibrosiz gibi birtakım kronik hastalıkların varlığı da burunda polip oluşumunu artırır” dedi.
“Uyku apnesi riski artar”
Dr. Küçük, burun poliplerinin tedavi edilmemesi durumunda uyku apnesi, kronik sinüzit, kronik farenjit ve astım atakları ile birlikte akciğer enfeksiyonlarında artış gözlenebileceğinin de altını çizdi.
“Önce ilaç tedavisi verilir”
Burun içini tam kapatmayan, hastanın nefes almasını engellemeyen küçük poliplerde öncelikle ilaç tedavisi (alerji hapı ve burun için alerji spreyi) verildiğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Küçük, “Bazı durumlarda doktor tarafından gerek duyulursa antibiyotik tedavisi de eklenebilir. Burun içini kapatan, sinüs ağızlarını kapatıp sinüslerin havalanmasını bozan burun poliplerinde ise ilaç tedavisi etkili olmayıp hastaya öncelikli olarak burun poliplerinin ve sinüs içlerinin temizlendiği fonksiyonel endoskopik sinüs cerrahisi önerilir. Hem medikal tedavi uygulanan hem de ameliyat yapılan bütün nazal polipli hastalar, poliplerin tekrar etme oranının yüksek olması nedeniyle yakın takip edilmeli, yılda en az iki defa Kulak Burun Boğaz doktoru tarafından muayene edilmelidir” şeklinde konuştu.
“Tütün dumanı ve tozlardan uzak durulmalı”
Dr. Küçük, tedaviden sonra nazal polip gelişme veya tekrarlama olasılığını azaltmaya yardımcı olabilecek şu tavsiyelerde bulundu: “Alerjileri ve astımı yönetin. Nazal tahriş edici maddelerden kaçının. Mümkün olduğunca alerjenler, tütün dumanı, kimyasal dumanlar ve toz ve ince kalıntılar gibi burnunuzda ve sinüslerinizde şişme veya tahrişe neden olabilecek havadaki maddeleri solumaktan kaçının. Burun hijyeninizi koruyun. Evinizi nemlendirin. Nemlendirici kullanmak, solunum yollarınızı nemlendirmeye, sinüslerinizdeki mukus akışını iyileştirmeye ve tıkanıklıkları ve iltihaplanmayı önlemeye yardımcı olabilir. Nazal durulama kullanın. Burun pasajlarınızı durulamak için tuzlu su (tuzlu su) spreyi veya burun yıkama kullanın. Bu, mukus akışını iyileştirebilir ve alerjenleri ve diğer tahriş edici maddeleri ortadan kaldırabilir.”