Denemeler isimli muhteşem bir eseri olan Montaigne’nin bir sözü ile başlayalım yazımıza: “Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım etmez.”
Evet, insanların hayatlarında ufuklar ve hedefler mühimdir.
Evet, hedef mühim dedik de, şunlar üzerinde sorular sorarak düşünmeye var mısınız?
Hedef nedir? Hedef belirlemek nedir? Hedef nasıl belirlenir? Hedef dediğimiz husus esasında insanın ufkuyla ilgili bir husus değil mi? Ufku geniş olanın, hedefi de yüksek olur.
Hatta ufku değil, daha da ötesini araştırmak gerekir.
İnsanın aklına da sınır yoktur. Ufuklara da sınır yoktur. Hayalimiz hepsini de kapsar.
Yazımın bu daha ilk başında konuyla ilgili bir hususa dikkat çekmek isterim. İnsanların hedef belirleme noktasında şu dört başlıkta sayacaklarım etkilidir.
1-Aile
2-Okul
3-Toplum
4-Devlet
Ancak, müşahede ettiğimi açık ve bariz bir şekilde belirteyim. Bu dört başlıkta saydıklarım gençlerin hedeflerini doğru bir şekilde belirleme noktasında çok da tesirli oldukları söylenemez.
Bu dört başlıktaki kurum ve unsurlar inşallah daha bilinçli, olurlar da geleceğimize daha güvenle bakacak şekilde gençlik yetiştirirler.
Biz bu dört unsuru bir tarafa bırakalım da beşinci unsura yani bizzat gençlere hitap edelim.
Ey Genç! Hedefi olmalıdır her insanın.
Bu hedef bir meslek belirlemek olabileceği gibi, bir eş seçmek, bir iş seçmek ve benzeri hedefler de olabilir. Her hedefin, her maksadın bir de aracı ve hedefe götürecek bir imkanı mevcuttur. İşte hedef belirledikten sonra hedefe götürecek vasıtalara müracaat edilmelidir.
Hedef gerçekçi, ulaşılabilir ve makul olmalıdır. Düşünceye birkaç husus dışında sınır koymadık, ancak hedeflere birçok yönlerden sınır koyduk.
Bunun sebebi şudur: Bu hayatta imkanlar var. İmkanlar dediğimiz husus, bir çiftçi için topraktır, bir öğrenci için kabiliyetine uygun meslektir, bir mühendis için projedir, bir yapı ustası için çimento ve demir gibi malzemedir. İşte bu imkanlar dahilinde bir hedef belirlenmelidir.
Bir çiftçi toprağının dışında bir hedef belirlerse gerçekleştiremez. 100 dönüm toprağı olan bir çiftçinin 1000 dönümlük bir üretim hedefi olması makul olmaz.
Matematik ve fen bilimlerine karşı ilgisi ve bilgisi olmayan bir öğrencinin Tıp Fakültesi hedefi olması mantıklı olmaz. Projede yazılı olmayan bir hedefi gerçekleştirmeye çalışan bir mühendisin yaptığı iş yanlıştır.
Bir yapı ustası ancak bir katlı ev yapacak kadar malzemeye sahipse bu malzemeden 10 katlı bir ev yapmaya kalkarsa o ev çöker.
Hedef gerçekçi ve sağlam belirlendikten sonra adım adım ilerlemek gerekir.
Ey Gençler! Hedefinizi sağlam ve gerçekçi belirleyin ve adım adım ilerleyin.
Evet, planlı ve sağlam bir düşünceyle, gerçekçi fikirlerle başlayan hedef belirleme noktasından sonra, adım adım ilerlemek gerekir.
Madem bir hedef var, madem bir düşünce var, madem bir niyet var, bunun adım adım ve emin adımlarla yerine getirilmesi gerekir.
Neyi, nerede, nasıl, niçin ve ne zaman yapacağını bilmek ve kiminle birlikte hareket edileceğini ta en baştan planladıktan ve hedef belirledikten sonra hedefe adım adım gidilmelidir.
Gazetecilikte bir kural vardır. Beş N, 1 K kuralı. Bu kuralın açıklaması şudur: Bir haberi yazarken ve gazetede yayınlarken şu beş kural yerine getirilmişse ve bu beş sorunun cevabı gazetedeki haberde mevcut ise sorun yoktur ve haber sunumu başarılıdır. Olay nerede olmuştur? Nasıl olmuştur? Ne zaman meydana gelmiştir? Kim meydana getirmiştir? Niçin meydana gelmiştir? Bir haber sunarken bunların hepsinin cevabını vermek gerektir.
Bu noktada aklıma bir başka kural daha geldi: “Efradını cami, ağyarını mani.”
Bu kural da ecdadımızın uyguladığı bir kuraldır. Bir sözü anlatırken ve karşı tarafa açıklarken “efradını cami, ağyarını mani” kuralını uygulamak, en ideal bir yöntemdir. Yani, öyle bir söz söyle ve açıklamada bulun ki, söylemek istediklerinin hepsi o cümlede mevcut olsun ve söylemek istemediğin gereksiz hususlara da asla cümlende ve açıklamanda yer verme.
Sözünün maksadı nedir? Bu maksadın için hangi kelimeleri kullanacaksın? İşte bunların hepsi bir insanın düşünmesi ve uygulaması gereken hususlardır. Maksat derdini açıklamak ve bir meramını ifade etmek ise, sözler ve kelimeler birer vasıtadır. Maksat ve vasıta birbiriyle uyumlu olmalıdır.
Neyi, nerede, nasıl, ne zaman, niçin ve kiminle birlikte yapacaksın? İşte bu soruların cevabı çok mühim. Dört Doğru 1-Doğru İnsan 2-Doğru Zaman 3-Doğru Yer 4-Doğru İş “Doğru insanla, doğru zamanda, doğru yerde ve doğru iş üzerinde anlaştığında, başarı % 100’dür. Bunu sağlamanın yolu maksat ve vasıtalar üzerinde yoğunlaşmaktan geçer.”
Evet, bu yazıda vermek istediğimiz mesajı özetlemek gerekirse, yazımın sonunda şunları belirtmek isterim. Hatta daha da ilerisi umutlar hayallerden doğar. “İnsanlar hayal ettiği müddetçe yaşarlar.” Bu sözden maksat, umuttur, heyecandır ve planlamadır. Hayal de bir düşüncedir.
Hayal bir düşüncedir dedik. Düşüncenin içerisinde heyecan, umut ve planlama varsa, bu hayal ile birlikte bir hedeftir.
Öyleyse, düşünce, hayal ve hedef ne kadar da birbirine yakın kelime ve kavramlar. Kim düşünceyi hayalden ayırabilir, eğer içerisinde bir umut ve planlama varsa, eğer içerisinde bir hedef varsa, o hayal bir düşüncedir, o düşünce bir hayaldir.
Hayalden korkmayın. Hayalcileri küçümsemeyin. Çünkü hayal dediğimiz bir düşüncedir ve kafada bir planlamadır. Kafadaki tasarlama ve planlama, kağıda döküldüğünde proje olur. Bu durumda şu basamakları ve sanki merdiven çıkar gibi şu aşamaları asla unutmayın ve adım adım hareket edin.
1.Basamakta düşünce (hedef) var. Düşüncenin içerisinde hedef olduğu gibi, hayal, fikir ve sonsuzluk mevcuttur. 2.Basamakta tasarım var. Tasarımda umut, heyecan ve girişimcilik ruhu olmalıdır. 3.Basamakta planlama var. Orada imkanlar, gerçekler ve tercihlerle karşı karşıya kalırsınız. 4.Basamakta proje var. Projenin uygulanması, çalışmalar ve ardından başarı gelecektir. 5.Basamak hedefe ulaştığımız yerdir.
Tüm gençlerimize sağlam düşünce ve gerçekçi fikirlerden oluşan ulaşılabilir hedefler diliyorum. İnşallah sağlık ve esenlik içerisinde başarırlar.
Ahmet Sandal