Yıllar önce gördüm ben, o fettan gözleri.
Unutulmaz tesir bıraktı, o bakışlar.
Bak, hâlâ belli, o kor ateşin izleri.
Artık farksız bana mevsimler, yazlar, kışlar.
Yanıp kavrulsam da o baksın, ben razıyım.
Hem aydınlatıyor gönlümü ışıl ışıl.
Bir mahzun kalbin garip kırık bir sazıyım.
Belki de gelir bana bir gün, usul usul.
Herkes tatlı uykudayken gece duyarım.
En hafif sesler bile havada yankılanır.
Yaz ortasında bile üşüyüp buyarım.
Beni ancak benim gibi olanlar tanır.
Geceler biter, günler benimle ağarır.
Şahit olurum her sabah doğan güneşe.
Feryat figanla bir çocuk gibi bağırır.
Sanki düşmüşçesine kızgın bir ateşe.
Seslenişimi duyup artık gel diyorum.
Nerede nerede sende yok ki merhamet.
Bak da gör, işte gözyaşlarım sel diyorum.
Sanmıyorum, sende olsun az bir nedamet.
Sanıyorum seslenişim fuzuli gibi.
Ezelden ebede dek boşlukta duracak.
Beni de sayın bir Aşık Fuzuli gibi.
Yüreği bir Güzel’in aşkıyla vuracak.
Leyla’dan Mevla’ya gitmektir tek hedefi.
Umarım yeter, bu kadar söz artık kâfi.
Ahmet Sandal