Konkordato Projelerinde Esneklik: Faiz, Tenzilat ve Ödeme Şekilleri
Konkordato kurumu, borçlarını ödemekte güçlük yaşayan borçlulara faaliyetlerini sürdürebilme ve mali durumlarını toparlama imkânı sunarken, alacaklıların da belirli ölçüde tatminini hedefler. Bu süreçte en kritik aşama, borçlunun mahkemeye sunduğu konkordato projesidir.
Proje, hem alacaklıların oy kullanacağı hem de mahkemenin tasdikine sunulacak yol haritasını oluşturur.
Uygulamada dikkat çeken husus, konkordato projelerinin içerik bakımından birbirinden oldukça farklı düzenlenmesidir.
Bazı projelerde tüm alacaklılara tek tip faiz oranı teklif edilirken, bazılarında rehinli ve rehinsiz alacaklılar için farklı faiz oranları öngörülmekte; kimi projelerde ise faiz hiç öngörülmemekte veya yalnızca tek seferlik faiz teklif edilmektedir. Ayrıca alacakların bir kısmının silinmesini içeren tenzilat uygulamaları da sıkça görülmektedir.
Hukuki Çerçeve
İcra ve İflas Kanunu’nun 285 ve devamı maddeleri konkordatonun temel hükümlerini düzenlemektedir. Özellikle İİK m. 302, borçlunun konkordato projesi hazırlarken alacaklılara sunacağı tekliflerin içerik bakımından nasıl değerlendirileceğine zemin oluşturur. Kanun, konkordato projesinde mutlaka faiz öngörülmesini ya da tek tip bir ödeme planı yapılmasını zorunlu kılmaz.
Bu durum, konkordato projesi hazırlayan borçluya geniş bir teklif serbestisi tanır. Ancak bu serbesti sınırsız değildir. Eşit işlem ilkesi gözetilmeli ve benzer durumda olan alacaklılar arasında keyfi farklılıklar yaratılmamalıdır.
Rehinli ve Rehinsiz Alacaklılar
Rehinli alacaklı, rehnin değerini karşılayan kısım için konkordatodan etkilenmez; yalnızca rehinle teminat altına alınmayan bakiye, adi alacaklı gibi projeye dâhil olur. Bu nedenle konkordato projelerinde, rehinli alacaklılar için öngörülen ödeme planları genellikle daha farklı bir yapı sergiler. Rehinsiz alacaklılara ise çoğu zaman faiz indirimi, vade uzatımı veya tenzilat teklif edilir.
Doktrinde, her ne kadar alacaklıların sınıflara ayrılması İcra ve İflas Kanunu’nda açıkça düzenlenmemiş olsa da, bunu engelleyen bir hükmün bulunmadığı kabul edilmektedir. Bu sebeple borçlunun, projesinde konkordatoya tabi alacaklılarını sınıflara ayırarak her sınıfa ayrı ödeme şartları sunabileceği görüşü ileri sürülmüştür (Öztek / Budak / Tunç Yücel / Kale / Yeşilova, s. 185). Aynı doğrultuda Atalay, konkordato reformuna ilişkin değerlendirmesinde, borçlunun gruplandırma yapabilmesinin hem konkordatonun mantığına hem de uygulamadaki ihtiyaçlara uygun olduğunu ifade etmektedir (Atalay, Oğuz, “Konkordato Reformu Hakkında Değerlendirmeler”, Özekes, Muhammet (Ed.), 7101 Sayılı Kanunla Konkordato ve Elektronik Tebligat Konularında Getirilen Yenilikler, On İki Levha, İstanbul 2018, s. 124 vd.).
Faiz Uygulamaları
Konkordato projelerinde faiz, farklı biçimlerde kurgulanabilmektedir:
– Tek faiz oranı: Tüm alacaklılara eşit oranda faiz verilmesi, uygulamada sık rastlanan bir yöntemdir.
– Ayrı faiz oranları: Rehinli ve rehinsiz alacaklılara farklı faiz oranı önerilmesi mümkündür.
– Hiç faiz öngörülmemesi: Kanunda faiz zorunluluğu bulunmadığından, borçlu faizsiz ödeme teklif edebilir. Bu teklif, alacaklı çoğunluğu ve mahkeme tasdiki ile bağlayıcı hale gelir.
– Tek seferlik faiz: Bazı projelerde yalnızca belirli bir tarihte tek defaya mahsus faiz ödenmesi öngörülür.
Kanun koyucu bu noktada borçluyu sınırlamak yerine, proje içeriğini alacaklıların iradesine bırakmıştır.
Tenzilat (İndirim)
Konkordato projelerinin bir diğer önemli unsuru tenzilattır. Borçlu, alacaklılara alacaklarının bir kısmından feragat etmeleri karşılığında daha kısa vadede veya daha garanti bir ödeme önerebilir. Örneğin, alacağın %40’ının silinmesi, kalan %60’ın ise belirlenen vadelerde ödenmesi teklif edilebilir. Bu uygulama da, kanunda açıkça düzenlenmemekle birlikte, konkordatonun amacına uygun olarak kabul edilmektedir.
Sonuç
Konkordato projelerinde faiz, tenzilat ve ödeme planları bakımından kanundan doğan katı bir sınır bulunmamaktadır. Kanun koyucu, bu hususları büyük ölçüde borçlunun takdirine ve alacaklıların iradesine bırakmıştır. Esas olan, teklifin makul, uygulanabilir ve alacaklı çoğunluğunu ikna edebilecek nitelikte olmasıdır.
Doktrinde de genel kabul, borçlunun projede alacaklılarını sınıflara ayırarak farklı ödeme şartları sunabileceği; faiz, tenzilat ve vade konularında geniş bir serbestinin bulunduğu yönündedir. Ancak bu serbestinin sınırını eşit işlem ilkesi çizmektedir. Aynı durumda olan alacaklılar arasında keyfi ayrım yapılması, projenin tasdik edilmemesine yol açabilir.
Bu esneklik, konkordato kurumunu dinamik kılmakta ve hem borçlunun faaliyetlerini sürdürebilmesine hem de alacaklıların azami ölçüde tatminine hizmet eden bir araç haline getirmektedir.
Index Ekonomi Bağımsız Denetim A.Ş
Hukuk İşleri Direktörü
Av. Abdulsamed Örnek