LA KAPİTALİZM İLLA İSLAM

Hayatımı “kapitalizmi red ve İslam’ı kabul” anlayışına odaklamış bir Kardeşinizim. Bu benim ahdim ve hayattaki minvalim. Önce reddetmek, sonra kabul etmek. Kapitalizmi reddetmek, İslam’ı kabul etmek. “La kapitalizm, illa İslam.” Aynen “Lailaheillallah Muhammed’en resûlullah” kelime-i tehvid kelamının önce red ile başlayıp sonra kabul ile devam etmesi gibi. “Allah’tan başka ilah yoktur.” Lailaheillallah. Bu bir haykırış […]

HASBİ VE HARBİ OLMAK

Hayatımı “kapitalizmi red ve İslam’ı kabul” anlayışına odaklamış bir Kardeşinizim. Bu benim ahdim ve hayattaki minvalim.

Önce reddetmek, sonra kabul etmek. Kapitalizmi reddetmek, İslam’ı kabul etmek.

“La kapitalizm, illa İslam.”

Aynen “Lailaheillallah Muhammed’en resûlullah” kelime-i tehvid kelamının önce red ile başlayıp sonra kabul ile devam etmesi gibi.

“Allah’tan başka ilah yoktur.” Lailaheillallah. Bu bir haykırış ve bu bir önce red, sonra kabuldür.

“Muhammed’en resulullah” ise Müslümanlığımızın en başta gelen gereğidir. Lailaheillallah diye haykırdığımızda Müslüman olmuyoruz. Evet, tekrar ediyorum, yalnız bunu söylemekle Müslüman olmuyoruz. Sevgili Peygamber Efendimizi kabul ettiğimizde Müslüman oluyoruz.

“Lailaheillallah Muhammed’en resûlullah.” diyerek bu sözü dilimizle haykırıp yüreğimizle tasdik ettiğimizde Müslüman oluyoruz. Müslüman olduğumuzda İslam’ı benimsemiş oluyoruz. Benimsemekle iş bitmiyor. Bilinçli Müslüman kapitalizme de karşıdır. Kapitalizme karşı olmayan Müslüman bilinçsizdir.

“Kapitalizm ile İslam uyuşmaz” derken, sakın bunu kendi görüşüm ve kendi düşüncem olarak algılamayın. Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şerifler tamamıyla kapitalist sömürü düzeninin reddeder.

Şuurlu bir Müslüman, Haşr Suresi 7. ayette geçen, “böylece, o mallar, içinizden yalnızca zenginler arasında dolaşan bir servet olmasın” emrini bilir ve buna uyar. Kapitalizm denilen melun düzen, alçak sistem, bu ayetin tam zıttını uygular. Kapitalizm denilen şeytani düzen tamamıyla zenginliğin belirli ellerde toplanmasına yönelik faiz, döviz, borsa gibi araçlarla insanların neredeyse yüzde doksanını sömürür. Toplumun yüzde doksanının sömürüldüğü bir nizama kim razı olabilir ki? “Ancak şeytanlar ve salaklar bu düzene taraftar olabilir.”

Sermaye temerküz ettiğinde, ekonomik bunalım meydana geliyor. Yalnız ekonomik bunalım meydana çıkmıyor. Sosyal bunalım da ortaya çıkıyor.

Mal-mülk, para belirli ellerde toplandıkça, toplumda fesat çıkar, hırsızlık yaygınlaşır, açlar çoğalır ve buna benzer hususlar nedeniyle toplumda huzur kalmaz. Atalarımız boşa mı söylemiş: “Biri yer, biri bakar, kıyamet ondan kopar”. 

Bu Atasözü bile çok şeyi açıklıyor. Üstad Necip Fazıl boşa mı söylemiş: “Allah’ın on pulunu bekleyedursun on kul; Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul. Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa; Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!”

Herkes bilmeli ve idrak etmelidir ki, Kur’an-ı Kerim’e kulak vermemek hayra alamet değildir. Haşr Suresi 7. ayette geçen açık ikaza kulak vermemek elbette hayra alamet değildir. Bu İlahî İkaza kulak vermeyen ve zekatı iptal eden insanoğlu, sermayenin, malın-mülkün belirli ellerde toplanması, fakirlerin çoğalması, toplumda düşmanlığı artması ve benzeri şekillerde tezahür eden şerre neden olmuştur.

Evet, bugün itibariyle Dünya’da genel olarak uygulanan “kapitalizm, liberalizm” gibi sistemler dolayısıyla, Kur’an-ı Kerim’in Haşr Suresi 7. ayette geçen “mallar, içinizden yalnızca zenginler arasında dolaşan bir servet olmasın” hükmüne muhalif bir durum yaşanmaktadır. Bu “muhalif durum” krizlere davetiye çıkarmaktadır.

Dünya’da günümüzde ikinci muhalif durum, (İslam’ın emirlerine muhalif ikinci durum) “mülkiyette sınırsızlık” ve “mülkiyette serbestliktir.”

İslam mülkiyette sınırsızlığı ve serbestliği asla kabul etmez. Böyle bir durumu İslam kabul etmediği gibi akıl ve izan da kabul etmez.

Gerçekten de aklen ve mantıken, insanoğlu mülkiyet, hükümranlık ve karar noktasında başıboş ve serbest bırakılmamalıdır. Mülkiyete sınırsız sahiplik Karun’luğa yol açar. Mülkiyette Karun’laşmak nankörlüğü ve haksızlığı beraberinde getirir.

İnsanoğlu esasta hırslıdır, açgözlüdür, nefsine uyar, nankördür ve zalimdir. Bu esas üzerinde hareket eden birisine, siz nasıl mülkiyeti sınırsız bir şekilde teslim edebilirsiniz? Böyle bir yapısı olan ve serbest bırakıldığında aç göz, tamahkar, gaddar, şeddad, zalim, azgın, sapkın ve bilumum fecaati işleyebilecek potansiyeli olan bir mahlûka nasıl sınırsız mülkiyet hakkı tanıyabilirsiniz?

Böyle bir durum akla ve mantığa aykırıdır. Mülkiyette sınırsız güç, hatta yönetimde sınırsız güç, akla ve mantığa aykırıdır. İnsanoğlu frenlenmesi gereken bir varlıktır. İnsanoğlu dizginlenmesi gereken bir yaratıktır.

İnsan başıboş bırakıldığında, takipsiz, denetimsiz ve kontrolsüz bırakıldığında kötülüğe meyyaldir. Kötünün elindeki mülk kötüdür. Hüküm verici kötü ise verilen hüküm kötüdür. Yönetici kötü ise icraat da kötüdür.

İnsan hırsa ve öfkeye meyyal bir canlıdır. Hırsla ve öfkeyle yoğrulmuş bir varlığın elindeki mülk ve yönetim tehlike arz eder.

İşte bunun için gerekli sınırlamalar getirilmelidir. Kapitalizmin mülkiyet görüşü ve sınırsız bir şekilde mala sahiplik anlayışı günümüz Dünyasında meydana gelen bütün felaketlerin ve bütün acıların kaynağıdır.

Yüksek ve gür sesle haykırıyorum: “Mülk Allah’ındır.”   Sırf  mülk değil, hüküm ve yönetim de Allah’ındır.

Evet, yazımın bu noktasında, “mülkün, hükmün ve yönetimin Allah’ta olduğunu beyan eden” 3 ayet-i kerimenin mealini sizlere sunuyorum.

“Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır.” (Nur Suresi, 42) “Hüküm, yalnızca Allah’ındır.” (Yusuf Suresi, 40) “Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’ındır.” (Al-i İmran Suresi, 189)

Evet, bu ayetler ışığında ve aklımızın, mantığımızın çerçevesinde Biz de “Mülk, Hüküm ve Yönetim Allah’ındır” diyoruz.

Evet, buraya kadar açıklamalardan şu husus net ve bariz bir şekilde anlaşılmış olmalıdır. Sorun kapitalizm’dir. Kapitalizm bir hastalıktır.

Sorunun çözümü İslam’dır. Hastalığın şifası İslam’dır.

Sorunu ve çözümü bu yazıda bu kadar net ve açık olarak belirttikten sonra yazımın sonunda şunları ifade ediyorum.

Hayatımı “kapitalizmi red ve İslam’ı kabul” anlayışına odaklamış bir Kardeşinizim. Bu benim ahdim ve hayattaki minvalim. Bu minval üzere çalışıyorum. Bu minval üzere dua ediyorum. Dilerim, zenginlik toplumda A’dan Z’ye dengeli bir şekilde yayılır, ekonomik ve sosyal alandaki krizler, içtimai çalkantılar ve benzeri olumsuz gidişat sona erer. Dilerim kapitalizmi herkes reddeder ve çözümü olan İslam’ı herkes kabul eder. Dileğim budur.

Şunu da gür sesle en sonda haykırıyorum: “Kapitalizmi reddetmeden ve İslam’ı kabul etmeden Dünya’ya huzur gelmez.”

“La kapitalizm, illa İslam.”

Ahmet SANDAL

Exit mobile version