Dr. Ali Saklamaz: ‘Covid-19 sonrası TİP-2 diyabette artış bekleniyor’

Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kliniği’nden Uzm. Dr. Ali Saklamaz, “Covid-19 döneminde insanların evden dışarı çıkmaması ve sürekli olarak hareketsiz bir hayat yaşamalarından dolayı TİP-2 diyabette ciddi bir artış bekliyoruz” dedi. Uzm. Dr. Ali Saklamaz, diyabetin önlenebilir bir hastalık olduğunu belirterek 14 Kasım Dünya Diyabet Günü nedeniyle açıklamalarda bulundu. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada 400 […]

Dr. Ali Saklamaz: ‘Covid-19 sonrası TİP-2 diyabette artış bekleniyor’

Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kliniği’nden Uzm. Dr. Ali Saklamaz, “Covid-19 döneminde insanların evden dışarı çıkmaması ve sürekli olarak hareketsiz bir hayat yaşamalarından dolayı TİP-2 diyabette ciddi bir artış bekliyoruz” dedi.

Uzm. Dr. Ali Saklamaz, diyabetin önlenebilir bir hastalık olduğunu belirterek 14 Kasım Dünya Diyabet Günü nedeniyle açıklamalarda bulundu. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada 400 milyonun üzerinde şeker hastası olduğunu belirten Uzm. Dr. Ali Saklamaz, “2030 yılına gelindiğinde bu rakamın 520 milyonun üzerine çıkacağı tahmin ediliyor. Çünkü yaşam tarzımız ve yeme alışkanlıklarımız değişiyor. Bundan dolayı da obezite artıyor. Obezitenin artması ile birlikte TİP-2 diyabet dediğimiz şeker hastalığında ciddi bir artış gözüküyor. Şimdi ise Covid-19 döneminde insanların evden dışarı çıkmaması ve sürekli olarak hareketsiz bir hayat yaşamalarından dolayı TİP-2 diyabette ciddi bir artış bekliyoruz” diye konuştu.

Damar sistemlerini etkiliyor”

Şeker hastalığının asıl hasarı damar sistemleri üzerinde yaptığını söyleyen Saklamaz, “Kandaki yüksek şeker bütün damar sistemini etkiliyor. Kalp damarını etkilediği için kalp krizine yol açıyor. Beyin damarlarını etkilediği için inmeye yol açıyor. Bacak damarları, böbrek damarları, göz damarları gibi bütün etkilediği damar sistemleriyle beraber o organlarda ciddi hasara yol açıyor. Bu bütün hastalıkların hepsinde asıl tedavi olarak şekeri ne kadar düzgün tutabiliyorsak, ne kadar düşük seviyede tutabiliyorsak o organ hasarları da en az oluyor ve hastalarda daha sağlıklı bir yaşama kavuşmuş oluyor” şeklinde konuştu.

Diyabet hastalığının kendini üç temel belirti ile gösterdiğini söyleyen Uzm. Dr. Ali Saklamaz, “Bunlar, sık acıkma, sık idrara çıkma, ağızda kuruluk ve buna bağlı olarak aşırı su içme isteği olarak sıralayabiliriz. Obezite, ebeveynlerde diyabet öyküsü olması, ileri yaş, hareketsiz yaşam tarzı, stres, gebelik sırasında gestasyonel diyabeti olanlarda ve normalden yüksek doğum ağırlıklı bebek dünyaya getirme öyküsü olanlarda diyabet gelişme riski yüksektir” dedi.

“Asansör yerine merdiven”

Diyabetle mücadelede uygulanan insülin veya ilaçların yanı sıra bu konuda kamu çalışmalarının da artırılması gerektiğini vurgulayan Saklamaz, “Bu anlamda toplumumuzu hareketli yaşama teşvik etmemiz gerekiyor. Günlük yaşantımızda yapacağımız küçük değişiklerle de bunu sağlayabiliriz. Örneğin; asansör yerine merdivenleri kullanabilirler. İnecekleri duraktan bir önceki durakta inerek eve yürüyerek gidebilirler. Bunun yanı sıra beslenmelerine de dikkat etmeleri, kalorisi düşük gıdaları tercih etmeleri gerekiyor. Örneğin karbonhidratı azaltıp, protein ve sebze oranını artırabilirler. Diyabetten uzak kalabilmek için bütünüyle sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemeliler” şeklinde konuştu.

Exit mobile version