Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Diyanet-Sen Başkanı Bozdoğan: 12 Şubat Esaret Zincirinin Kırıldığı Gündür

Kahramanmaraş Diyanet-Sen Şube başkanı

Kahramanmaraş Diyanet-Sen Şube başkanı Şevket Bozdoğan Şehrimizin düşman işgalinden kurtuluşun 99. Yıl dönümü dolayısıyla bir mesaj yayınladı.

Başkan Bozdoğan mesajında Vatan sevgisini her şeyin üstünde tutan ecdadımızın kan ve can vererek bizlere emanet ettiğini bu toprakları gelecek nesillere en iyi şekilde bırakmak istediklerini vurguladı.

Kahramanmaraş Diyanet Sen şube başkanı Şevket Bozdoğan, Türk Milletinin esir edilemeyeceğini tüm dünyaya gösteren bir kentin ferdi olarak mesajına şöyle devam etti:

On iki şubat Kahramanmaraşlının vatan ve mukaddesat için her şeyini feda etmekten çekinmediği, bağımsızlık aşkı ve vatan sevgisiyle gösterdiği kahramanlık destanının tarihidir Bu destan; “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır” Düsturuna yürekten inanan bir milletin eseridir.

 Birinci dünya savaşından sonra, Anadolu işgal güçler tarafından İstila edilmiştir.Kahramanmaraş’ımızda 22 Şubat 1919 tarihinde İngilizler,1 Kasım 1919 tarihinde Fransızlar tarafından işgal edilmiştir.

 Fransızlardan yardım gören Ermeniler şımararak taşkınlık yapmaya ve niyetlerini açıklamaya başladılar.      31 Ekim 1919 Cuma günü Uzunoluk hamamından çıkan kadınların peçesini açmak isteyen Fransız Üniformasını giymiş, Ermeni askerlerine, Sütçü imam durun bre dinsizler diyerek silahını ateşlemiş ve başörtüsüne uzanan elleri kırmıştır. Bu tarihi ve oldukça anlamlı ve ibrete değer olay, Maraşlıları düşmana karşı tek vücut haline getirmiştir.

Bu anlamlı kıvılcımla, Maraş kurtuluş savaşının başladığı, Türk milletinin dirilerek ayağa kalktığı işgal ordularına karşı baş kaldırıldığı öncü bir şehirdir.

            28 Kasım 1919 Cuma                                   

 Bu Cuma Maraş’ın kara sabahıdır. Yataklarından kalkanlar, doğduğundan beri burcundan eksik olmayan, bayraklarını göremediler. Asırlardan beri şehrimizin kalesinde dalgalanan şanlı bayrağımız indirilmişti. Bayrağın indirilmesi bir milletin İstiklal ve hürriyetine son verilmesi anlamına geliyordu.    

      Camiye gelen Maraşlılar, Kısakürek ailesinden Mehmet Ali Beyin yazmış olduğu şu beyanname ile karşılaştılar.  “Ey Milleti Necibe-i İslamiye ….vaktine hazır ol.1300 Senedir  Allahın’ı, Peygamberini ve senden memnun ettiğin bir din ölüyor.Yani ecdadının kanı pahasına  feth ettiği bir kalenin burcundaki  Al sancağın bu gün Fransızlar tarafından indiriliyor.Şimdi acaba bunu yerine koyacak, sende birkaç damla İslam kanı ve gayreti hiç mi yok? İgtişaş arzu etmeyelim. Yalnız pür vakar ve azamet olarak sade O al sancağımızı geri yerine koyalım. Tekrar kemal-i azamet ve mehabetle yerlerimize avdet edelim. Korkma seni buradaki birkaç Fransız kuvveti kıramaz. Sen mevcudiyetini gösterecek olursan, değil birkaç Fransız kuvveti, hatta bütün Fransız kuvveti kıramaz. Buna emin ol”

       Bu beyannameyi okuyan Maraşlının coşmaması mümkün mü?

 Cuma ezanı okundu sünnet kılındı. Ulu cami İmamı Rıdvan hoca hutbe okumak üzere minbere çıktı: Kalede Fransız bayrağı dalgalandığı müddetçe Cuma namazı kılınmaz sesleri Ulu camiyi çınlatıyordu. Bu asil şahlanışın kıvılcımı Ulu Camide tutuşturulmuştur.

Dünya Anadolu insanımızın bir hamle yapacağına ihtimal bile vermiyorlardı. Anadolulun taşının toprağının kahramanlar yetiştirdiğini, en kötü şartlar altında bütün yokluklar içinde Vatan, Din, İman mevzu bahis olunca Anadolu kahramanlarının destanlar yazacağını bilmiyorlardı. Ölüm bazı insanlar için son, bazı insanlar için hayatın ta kendisidir diye düşünen Maraşlı bu ölüm kalım mücadelesi ile hayata yeniden başlıyordu.   

Bütün bunlara rağmen Maraşlının İmanı vardı. Büyük küçük herkes “Vatanımız bize mezar olmadıkça düşmana Gülzar olmaz” diyor ve onlar biliyorlardı ki vatan sevgisi imandandı. Evini yakar, canını verir, ama vatanını tepeletmez di. Kalesinde Fransız bayrağı dalgalanırken Cuma namazı   kıldırmayan bir hocası, Cuma                                                       Cuma namazı kılmayan bir de cemaati vardı.  Kadının peçesine dokunan eli kökünden koparıp atabilecek kadar diri, bir namus anlayışına sahip Sütçü İmamları, Davulunu altınla doldursalar, bu Din bahsidir çalamam ağam diyebilecek Abdal Halil ağaları vardı.                                                                                                                                                                                                                                                            

Tarihin altın sayfaları onlarla kuru kuruya övülmek için yazılmamıştır. Gerekli ders çıkarılmadıkça, bedeli kanla ödenen vatanı, bize emanet eden ecdadımızı anlamak mümkün değildir.   

 Bu vesileyle Kahramanmaraş’ımızın düşman işgalinden kurtuluşunun 99.Yıldönümünü kutlar tüm şehitlerimize Yüce Allah’tan rahmet dilerim.