Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi İftar Vakti programına konuk olan cezaevi vaizlerinden Osman Peksoy, “İsraftan kurtulmanın yolu Allah’ı çokça zikretmektir. Kalpler ancak Allah’ı zikretmekle huzur bulur” dedi.
Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi “İftar Vakti” programları devam ediyor. Sunuculuğunu Mehmet Yaşar’ın yaptığı programın konukları cezaevi vaizlerinden Osman Peksoy ve emekli vaiz Mehmet Taşkıran oldu. Program Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal medya hesaplarından canlı yayınlandı. Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda geleneksel Hacivat – Karagöz gölge oyunu izleyici ile buluşturuldu. Gerçekleştirilen programda israf, peygamber efendimizin israfa bakışı ve israftan kurtulmanın yolları gibi pek çok konuya değinildi.
Yiyin, İçin ama İsraf Etmeyin
Düzenlenen programda konuşan cezaevi vaizlerinden Osman Peksoy, “Ramazan ayı bizlere şükretmeyi öğretiyor. Allahu Teala ‘Şükredin ki ben de size nimetlerimi artırayım’ buyuruyor. Yediğimiz, içtiğimiz ve yaptığımız şeyler de israf edersek bu şükür değil nankörlük olur. Allahu Teala ayetin devamında ‘Nankörlük edene azabım pek şiddetlidir’ buyuruyor. Yediğimiz, içtiğimiz ve yaptığımız her şeyde Allah’a şükrün nişanesi olarak israftan kaçınmalıyız. Midenin üçte biri yemeğe, üçte biri suya ayrılmalı, kalan üçte biri de boş kalmalıdır diye tarif edilir. Ayet-i kerimede ‘Yiyin için ancak israf etmeyin’ buyrulmuştur. Zira Allah israf edenleri sevmez. Allah’tan gafil olarak yaşamaya başladığımızda şeytani duygular insanda hakim oluyor ve israf başlıyor. Allah’u Teâlâ ayeti kerimede ‘Elini boynuna asıp bağlama, büsbütün de açıp, tutumsuz olma; yoksa pişman olur, açıkta kalırsın’ buyurmuştur. Yani ne cimri ol ne de fazlaca savurgan olup israf et. Ayeti kerimenin devamında ‘Saçıp savuranlar şeytanın arkadaşlarıdır’ buyrulmuştur. İnsanı yoldan saptırmak için israf, şeytan elindeki en büyük argümanlardan biridir. Hakikatte ise Allah’ın huzurunda olduğunu unutup yemek, içmek, giymek artık ne yapıyorsak bunları yapmak israftır. Yani Allah’ın huzurunda olduğunu unutmak dahi israftır. İsraftan kurtulmanın yolu ise Allah’a çokça zikretmektir. Ayette, ‘Kalpler ancak Allah’ı zikretmekle huzur bulur’ buyrulmuştur” ifadelerini kullandı.
İslam’da İsraf Tasvip Edilmez
Mehmet Taşkıran ise, “İsraf sadece mal israfı olarak düşünülmemelidir. İnsanın yaptığı herhangi bir fiilde haddini açması da israftır. İslam’da aşırılık tavsip edilmez. Hatta İslam dinine ibadette bile aşırılığı kabul etmez. İsrafın hiçbirisini İslam dini tasvip etmez ancak bir israf var ki çok tehlikeli ve çok zararlıdır. O da ömrün israfıdır. Lüzumsuz yere sarf edilen her şey israftır. Kendine veya başka birisine faydalı olan yerde kullanılmayan her şey bizden şikayetçidir. Allah’u Teâlâ kulu, yeryüzünde tevazu ile yürürler, cahillikle karşılaşınca Allah selamet versin derler bulaşmazlar onlara, infak ettikleri zaman israf etmezler şeklinde tarif etmiştir. Hayırda israf olmaz, israfta hayır olmaz. İsraf, hayrın dışına sarf edilendir” dedi.
İsrafa Harp İlan Etmeliyiz
Emekli vaiz Mehmet Taşkıran konuşmasının devamında, “Fıkıh kitapları Allah’u Teâlâ üç yerde israfı affetmiştir diyor. Birincisi ramazan-ı şerif’te aile bireylerine ziyafet çekmek, ikincisi misafire ikramda cimri davranmamak ve üçüncüsü ise Hac yolunda istediğin kadar harcamak. Bu üçünde ne kadar fazla olursa olsun cenabı hak taksiratımızı affetmiştir inşallah. Müminler iki sınıftır, sevenler ve sevilenler. Sevenler ile sevilenler arasında yerle gök arası kadar fark vardır. Sevilenlerin arasına girmek istiyorsak israf etmeyeceğiz. Peygamber efendimiz hadis-i şerifinde, ‘İki kişiye gıpta edilir. Bunlar ilim verilip ilmi ile amel edenler ve mal verilip onları Allah yolunda harcayanlardır’ buyurmuştur. Şeytana kardeş olmak istemiyorsak israfa harp ilan edeceğiz. İsrafı mağlup etmezsek cenabı hak fakirlik bataklığına bizi batırır” ifadelerini kullandı.