MÜSLÜMANLAR OLARAK FELAKET VE HELAKET ASRINDAYIZ

MÜSLÜMANLAR OLARAK FELAKET VE HELAKET ASRINDAYIZ “’Mukadderat-ı İslam için teşekkül eden bir Meclis-i muhteşem seni istiyor.’ Gittim, gördüm ki, münevver, emsalini dünyada görmediğim, Selef-i Salihînden ve a’sârın meb’uslarından her asrın meb’usları içinde bulunur bir meclis gördüm. Hicap edip, kapıda durdum. Onlardan bir zat dedi ki: ‘Ey felâket, helâket asrının adamı, senin de reyin var. Fikrini […]

HASBİ VE HARBİ OLMAK

MÜSLÜMANLAR OLARAK FELAKET VE HELAKET ASRINDAYIZ

“’Mukadderat-ı İslam için teşekkül eden bir Meclis-i muhteşem seni istiyor.’ Gittim, gördüm ki, münevver, emsalini dünyada görmediğim, Selef-i Salihînden ve a’sârın meb’uslarından her asrın meb’usları içinde bulunur bir meclis gördüm. Hicap edip, kapıda durdum. Onlardan bir zat dedi ki: ‘Ey felâket, helâket asrının adamı, senin de reyin var. Fikrini beyan et.” (Sünuhat, Rüyada Bir Hitabe)

Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi, bu asrı işte bu şekilde rüyasında gördüğü şekilde ifade ediyor.

Bu asır hepimiz için “felaket ve helaket asrıdır.”

Felaket demek, bela, musibet, acı ve keder demektir ki, 100 yıldan fazladır. Ve özellikle 100 yıldır, felaketleri maalesef yaşıyoruz. Bize çile, dert ve keder yaşatıyorlar.

Bize dert, keder, çile yaşatanlara “mason” deyin, “zındık” deyin, ne derseniz deyin. Ancak masum olmadıkları çok aşikâr.

Helaket demek yıkılma ve mahvolmadır. Maalesef nerdeyse mahvolacağız ve nerdeyse yıkılacağız.

Üstadımızı rüyasında öyle bir meclise çağırmışlar ve reyini, görüşünü sormuşlar ki, o mecliste elbette sahabeler, sadıklar, evliyalar ve salihler mevcuttur. Belki de “Mukadderat-ı İslâm” için teşekkül eden o mübarek Meclis’in Reise Sevgili Peygamber Efendimiz’dir (asm).

İslam’ın geleceği, mukeddaratı 100 yıldan fazladır gündemimizde ve durum gittikçe daha da kötüleşmektedir. Durum felakettir, helakettir. Bu asrın Bize bakan iki veçhesi maalesef, çile, gözyaşı yıkım, acı, keder ve zulümlere maruz kalmaktır. Dünyanın zalimleri, Dünyanın masonları, Dünyanın zındıkları, Dünyanın kapitalistler, Siyonistleri, Dünyayı Bize dar ediyor.

Aman Allah’ım nasıl bir zor zamanda, ne çileli Dünyada yaşıyoruz.

Ben Üstadımızın rüyasında gördüğü “Mukadderat-ı İslam için teşekkül eden bir Meclis” tespitini önemli buluyorum. Ve o Meclis şu anda da mevcuttur. O Meclis’in başında Sevgili Peygamber Efendimiz (asm) var. Ümmetinin perişanlığı, mahzuniyeti ve 100 yıldır yaşadığı bunca çile ve hüzün, bunca mazlumiyet elbette Hazreti Resülullahı (asm) da mahzun eylemektedir ve üzmektedir. O Sevgililer Sevgilisi Hazreti Muhammed (asm) Allahû alem kabrinde rahat değildir. Ruhaniyette Bizim durumumuzu seyreyleyip de mahzun olmaktadır.

Ey Müslüman kendine gel. At üzerindeki rehaveti, at üzerindeki miskinliği.

Üzme Ey Müslüman kendine gel. Sevgililer Sevgilisi Hazreti Muhammedi (asm).

Üzmemek için bilinç gerekir. Ve öncelikle mahzun olarak olayın farkında olmak gerekir.

Dünyadaki Müslümanların yüzde kaçı helaket ve felaket asrında yaşadığının bilincinde?

Evet, üzerinde düşünülmesi gereken ciddi bir soru bu.

Mehmed Akif Ersy Üstadımızın bir sesnişi var.

Onu da yazalım. Bundan 110 yıl önce.

12 Rebîülevvel 1331
(18 Şubat 1913)

Yıllar geçiyor ki, yâ Muhammed,
Aylar bize hep Muharrem oldu!
Akşam ne güneşli bir geceydi…
Eyvah, o da leyl-i mâtem oldu!
Âlem bugün üç yüz elli milyon
Mazlûma yaman bir âlem oldu:
Çiğnendi harîm-i pâki Şer’in;
Nâmûsa yabancı mahrem oldu!
Beyninde öten çanın sesinden
Binlerce minâre ebkem oldu.
Allah için, ey Nebiyy-i Ma’sûm,
İslâm’ı bırakma böyle bîkes,
İslâm’ı bırakma böyle mazlûm.

Evet, bu seslenişin ve böyle imdat ile yardım isteyişin belki de şimdi en çok zamanıdır. Günümüzdeki durum 1913’ten de kötü ve berbattır.

Biz de aynı Mehmed Akif Ersot Üstadımız gibi sesleniyoruz ve yardım bekliyoruz. Tabi üzerimizde düşen görei yapacağız ve çalışacağız. Ondan sonra yardım bekleyeceğiz.

Evet, içimiz doldu. Dertleri, kederleri içimize ata ata, orada da yer kalmadı.

Ne olacak Ümmetin perişanlığı ne olacak?

Her gün acı ve keder haberleri geliyor.

Kafirler, zalimler bizi zayıf ve güçsüz buldular.

Kafirler bizi dağınık ve başsız buldular.

Terörist İsrail iki gün önce Gazze’de Ehl-i Babtist Hastanesine bomba attıktan sonra 500’den fazla bebek, çocuk, hasta, yaşlı insanın ölümüne sebep olmuştur. Terörist İsrail 7 Ekim 2023 tarihinde HAMAS’ın (İslami Direniş Hareketi isimli mücahidler ordusunun) kendi topraklarına yaptığı bir baskını bahane ederek binlerce kişiyi katletti, bu katledilenler bir kısmı çocuk, yaşlı, kadın ve zayıf kimseler idi. Zaten, terörist İsrail çoluk çocuk dinlemeden, kadın erkek ayırmadan, yaşlı genç düşünmeden acımasızca saldırıyor. Saldırganlığını 1948 yılından beri dehşet bir şekilde artıran terörist İsrail zaten hiçbir savaş hukuku ve savaş ahlakını gözetmiyor. Bu duruma tüm Dünya nüfusu yani, 8 milyar insanlık seyirci.

Dünya bu zulme ve bu zalimliğe seyirci olsa da Müslümanlar seyirci kalmamalıdır.

Müslümanlar eğer gerçekten Müslüman iseler, 100 yıllık bu zilleti alıp da başından atmalıdırlar.

Müslümanların zillet içinde olmasının ve böyle helaket ve felaket asrı yaşamasının sebebi nedir?

Sorunun cevabı çok basit.

Dünya sevgisi ve ölüm korkusu bizi bu hale getirdi.

Vehn Hadis-i Şerifi var.

Geçen gün bir yazımda o Hadis-i Şerif’i yazdım ve anlattım.

İsteyenler o Hadis-i Şerif’i önemine binaen bir kez daha hatırlasınlar ve kendilerine gelsinler.

Vesselam.

Ahmet Sandal

Exit mobile version