Sınav Nasıl Kazanılır Ezberlemek mi  Öğrenmek mi?

Sınav Nasıl Kazanılır Ezberlemek mi  Öğrenmek mi? Eğitim Danışmanı Barış Balcı, başarılı olmak ve sınav kazanmak için ezber yapmanın yeterli olmadığını belirterek, doğru çalışma yöntemleriyle bilginin kalıcı hafızaya aktarılması gerektiğini söyledi. Balcı, verimli çalışma için içsel motivasyonun da şart olduğunu ifade etti. Eğitim Danışmanı Barış Balcı, başarı için önce öğrenmeyi öğrenmek gerektiğini söyledi. Birçok öğrencinin […]

Okullar boyandı, temizlendi, bakımları yapıldı. Öğretmenler yeni eğitim-öğretim yılına hazırlandı. Peki sizin çocuğunuz mental ve fiziksel olarak okulunun açılmasına ne kadar hazır? Eğitim Danışmanı ve Kişisel Gelişim Uzmanı Barış Balcı, çocukların tatil havasından çıkıp okula çabuk adapte olmaları ve yeni öğretim yılına hazır girebilmeleri için ailelere önerilerde bulundu. Çocuklarımız yaz tatilinde serbest ve özgür zaman geçirmeye alıştılar, öğrenme sürecinden uzak kaldılar. Okulların açıldığı ilk birkaç adaptasyon sorunu yaşamamaları için de fiziksel ve mental olarak okula hazırlanmaları gerekiyor. Eğitim Danışmanı ve Kişisel Gelişim Uzmanı Barış Balcı, öğrencilerin yeni eğitim-öğretim yılına hazır girmelerinin, yalnız ilk hafta değil ilerleyen günlerde de onların uyum ve başarısını etkileyeceğini söyledi. Uyku ve yemek saatlerinin okul sürecine uygun hale getirilmesi gerektiğini belirten Barış Balcı, çocukların okul öncesi sağlık kontrolünden geçirilmesini de önerdi. Eğitim Danışmanı ve Kişisel Gelişim Uzmanı Barış Balcı ailelere ve öğrencilere şu önerilerde bulundu: Uyku ve Beslenme Saatleri Okula Göre Düzenlenmeli “Okullar açıldığında öğrencinin düzenli yatış kalkış yapması gerekecek. Aileler akşamları daha erken yatması için çocuklarını yönlendirmeli. Sabah 10-11’de değil de okul saatine yakın bir saatte kalkmalı. Çünkü bedenimizin okul saatlerine adapte olabilmesi için zamana ihtiyacı var. 2-3 aydır daha özgür ve serbest olduğu için birdenbire adapte olması zor olabilir. Tatilden okula birden geçiş yapıldığında okulun ilk birkaç haftası çocuk sabah uykulu olarak okula gidiyor, derste gözler açılmıyor, esnemeler oluyor. Algı, dikkat ve odaklanmada sorun yaşanıyor. Gece yeterli uykuyu almış olarak güne başlaması daha dinç bir şekilde okula gitmesini sağlar. Öğrenci okul dönemi uyku saatlerine erken dönerse, fiziksel olarak hazır olduğunda, okul günü geldiğinde derse ve öğrenmeyle ilgili sürece adaptasyonu daha kolay olur. Baştaki disiplinli, sistemli tutumu ilerleyen günlere de yansır. Başlangıçta daha rahat, daha esnek, daha serbest bir tutum olduğunda ilerleyen günlerde toparlaması daha zor oluyor. Kahvaltı saatinin de artık erkene çekilmesi gerekir. Beyin yaz aylarında 10’da 11’de kahvaltı yapmaya alıştı ama okula giderken kahvaltı saati erken olacaktır. Bünyesinin buna alışması için bu günlerde kahvaltı saatleri okula uyumlu şekilde yeniden düzenlenmelidir. İlk Haftanın Konularına Göz Gezdirmek Öğrenciler yaz döneminde çok fazla kitap okumamış, ders çalışmamış daha keyifli, rahat, sosyal aktivitelerle zaman geçirmiş olabilir. Birdenbire sayfalarca test çözmek, sayfalarca kitap okumak ya da saatlerce sabit kalıp ders dinleme alışkanlığı birdenbire oluşmayabilir. Bu günlerde öğrenci en azından ilk ünitelerin ilk konuları ile ilgili videolar izleyebilir, kitaplarını gözden geçirilebilir. Geçen yıldan kalan test kitapları varsa birkaç test çözülebilir. İlk konularla ilgili göz ve kulak aşinalığı oluştuğunda derse girdiğinde adaptasyon sorunu yaşamayacaktır. Dersler ilk hafta başlar. Birkaç hafta sonra sözlüler, ekim ayı içinde sınavlar olabilir. Öğrenci sınavlarda ilk hafta gördükleri konulardan da sorumlu olacaklar. Bu nedenle ilk hafta adaptasyon sorunu yaşamaması için zihinsel olarak da okula hazır olmalıdır. Okul kıyafetleri, araç gereçleri, kalem kutusu, okul çantasının hazırlanması, çalışma masanının gözden geçirilmesi de öğrenciyi mental olarak okula hazırlayacaktır. Motivasyon Konuşmaları Yarar Sağlar Sahaya çıkarken futbolcular alkışlandığında yürüyüşü değişir. Öğrenciler de rol model aldıkları insanlardan çok fazla etkilenirler. Okulların açılmasının yaklaştığı bu günlerde; örnek aldığı ve sevdiği aile büyükleri, dayı, teyze, hala, kuzen gibi yakınları tarafından motive edilmek, öğrenci için ilham verici olacak, onlara iyi hissettirecektir. Okulun güzel ve keyifli bir süreç olduğu hissettirilmelidir. Öğrencinin Kan Değerlerine Bakılmalı Çocuklarda kan düşüklüğü, vitamin eksikliği, b12 eksikliği gibi sağlık sorunları olabiliyor. Bu sorunlar halsizliğe, dikkat ve odaklanma problemlerine yol açıyor. Bu nedenle varsa bu tür sağlık sorunlarının tespit edilmesi, gerekli ilaç ve takviyelerin alınması için okul açılmadan önce öğrenci aile hekimine veya hastaneye götürülerek kan değerlerine baktırılmalıdır. Okullar açıldıktan sonra doktora gitmek gün kaybına sebep olacak, öğrenci derslerden geri kalacaktır. Göz Kontrolleri Yapılmalı Öğrenciler bazen gözlerinin bozulduğunu fark etmeyebiliyor. Yada göz derecesi ilerlemiş olabiliyor. Sağlıklı göremeyen gözlerle okula gittiğinde öğrenci tahtayı rahat göremeyecek, okuma ve yazmada sorunlar yaşayacaktır. Bu nedenle okul açılmadan mutlaka göz kontrolüne gidilmesini öneriyorum. Diş sağlığı için bir diş hekimine gitmesi de yararlı olacaktır.

Sınav Nasıl Kazanılır Ezberlemek mi  Öğrenmek mi?

Eğitim Danışmanı Barış Balcı, başarılı olmak ve sınav kazanmak için ezber yapmanın yeterli olmadığını belirterek, doğru çalışma yöntemleriyle bilginin kalıcı hafızaya aktarılması gerektiğini söyledi. Balcı, verimli çalışma için içsel motivasyonun da şart olduğunu ifade etti.

Eğitim Danışmanı Barış Balcı, başarı için önce öğrenmeyi öğrenmek gerektiğini söyledi. Birçok öğrencinin sınavlarda bildiğini hatırlamamaktan şikayet ettiğini kaydeden Balcı, bunun sebebinin yanlış çalışma yöntemleri olduğunu dile getirdi.

Öğrenmeyi kalıcı hale getirmek için farklı teknikler olduğunu belirten Barış Balcı, doğru öğrenme için gereken koşulları ve yöntemleri şöyle sıraladı:

İçsel Motivasyon

Kişi önce ‘Neden öğrenmeliyim?’ diye kendine sorarak güçlü bir sebep bulmalı. Neden okuyorum? Neden okula gidiyorum? Neden bu sınava giriyorum? Neyi gerçekleştirmek istiyorum? Hayalim, tutkun olduğum şey ne? En iyi okul, en iyi öğretmen, en iyi kaynaklar olsa bile bazen en iyi sonuçlar ortaya çıkmayabiliyor. İçsel bir motivasyonunuzun olması şart. 

Kişiyi harekete geçiren güçlü nedenler varsa, kişi o hayale ulaşmayla ilgili aşamaları daha hızlı yerine getirebiliyor. Ona yönelik eylemlerde bulunuyor, çalışmalarını ona göre planlıyor. Beyin çalışma sürecini daha çok önemsiyor. Bu nedenle kişi sınav sonucunda kazanacağı okulu, elde edeceği kazanımları düşünerek sonuca odaklanmalı. 

Öğrenmeyi Sevmek

Kişi öğrenme sürecini severek ve keyifle yaptığında zor gelmez. Eğer gönülsüz, istemeden yapıyorsa, en basit şey bile ona zor gelecektir. Bu nedenle öğrenmeyi sevgiyle mutlulukla ilişkilendirmek gerekiyor. Kaygıyla, zorunlulukla ilişkilendirdiğimizde isteksizliğe ve motivasyon eksikliğine yol açıyor. Okulda bazen güçlü olmadığımız alanlarda becerilerimizi geliştirmemiz, bazı konuları öğrenmemiz gerekebilir. Sayısalcılar tarih, felsefe gibi derslere karşı, sözelciler ise matematiğe karşı isteksiz olabiliyor. Oysa öğrenmenin kendisi güzel.  Önce öğrenmeyi sevmemiz gerekiyor. Zihnimizi zorlayan bir durum var ve biz onu aşmayla ilgi bir çaba içindeyiz. Bu bizim gelişimimize katkı sağlıyor. Doğuştan bazı yeteneklere sahibiz ve bunları geliştirebiliriz. Problem çözme becerisini geliştiren bir öğrenci, ilerleyen süreçte iş hayatında karşılaştığı bir problemi çözerken de bu mekanizmayı kullanıyor.  

Ezberlemek mi? Öğrenmek mi?

Bazen ezber yapmak işe yarayabiliyor. Bir vizeye, bir finale girmeden önce o bilgiyi çok yoğun tekrar ederseniz, ezberlerseniz o sınavda geçer not alabilirsiniz. Ama konuların fazla olduğu üniversite ve liselere geçiş sınavlarına hazırlıkta her şeyi ezberleyemezsiniz. Konuları ezberlemek değil öğrenmek gerekiyor. Bilgiyi geri çağırabilmek, onu ancak kalıcı hafızaya kaydettiğinizde mümkün oluyor.

Sahip olduğumuz algı kanallarını daha aktif kullanmamız gerekiyor. Bir öğrenme etkinliği sırasında çoklu algı kanalı kullanıldığında bilginin kalıcılığı artmış oluyor. Bir bilgiyi öğrenirken okuyabilirsiniz, yazabilirsiniz, dinleyebilirsiniz, onunla ilgili tartışmalara katılabilirsiniz, birine anlatabilirsiniz, o bilgiyle ilgili mental zihinsel bazı kurgular oluşturabilirsiniz. O bilgiyle ilgili deneyim elde etmek, uygulama yapmak çok daha etkili öğrenmeyi sağlıyor.  Yazarak çalışmak okumaya oranla 10 kat daha etkili. Tekrarlar da bilginin kalıcılığını artırıyor. 

Zihin haritaları

Bilgiyi kalıcı hafızaya kaydetmek için kavram haritaları, zihin haritaları denilen bazı teknik ve metotlar var. Çalışırken beyin hücresine, nörona ağlarına benzer bir yapıyla not alındığında beyin oradaki veriyi datayı daha iyi kavrıyor. Ana başlık ve alt başlıklarda hatırlatıcı kelimeler, küçük resimler, şekiller, sembollerle ilişkilendirilerek bilgi hafızaya aktarılabiliyor. Bu teknikleri  bilmesek bile yazarak not tutarken renkli kalemler kullanmak, bazen hatırlatıcı şekiller semboller oluşturmak bilgiyi daha uzun süreli kaydetmemizi sağlayacaktır. O bilgiyle ilgili zihinsel bir kurgu oluşturduğumuzda, zihinsel bir fotoğraf, bir video oluşturduğumuzda beynimiz onu daha uzun süre saklayacaktır.

Programlı Çalışma

Sınava  hazırlanan öğrencinin bir çalışma takvimi ve günlük programı olmalı ve ona uymalı. Eksikleri, güçlü ve zayıf yönlerimizi görebilmemiz için haftalık deneme sınavları yapılmalı. 

Kişi bir günde tek bir ders çalışmamalı. Uzun süre aynı derse çalışmak sıkılmaya sebep verebiliyor. Günde minimum 2-3 ders, en fazla da 5-6 ders çalışılabilir. Ayrıca gün içerisinde sayısal sözel dengesi oluşturulmalı. En çok zorlanılan ders sabah saatlerine alınmalı. Diğer derslerden sonraya bırakılırsa kişinin ona enerjisi kalmayabilir. Yatış-kalkış saatleri, yemek saatleri de belirlenmiş olmalı. Yemeklerden sonra zihin çok iyi yoğunlaşamayabilir bu nedenle yemekten en az  30-40 dakika geçtikten sonra çalışmaya başlamalı.

Çalışma Masasının Konumu

Çalışma masa sandalyesi duvara dönük olmalı. Görüş alanının dar olması dikkat odaklanma açısından olumlu. Çalışırken masa lambası ve şapka kullanılmasını öneriyorum.  Işığın sağ ya da sol arkadan çapraz geliyor olması ideal olur. Karşıdan gelen ışık gözleri çok yorar. Sınıftaysak her 20-30 dakikada uzaklara bakmalıyız. Teneffüslerde öğle aralarında dışarıda dolaşmak da gözleri dinlendirir. Aynı şekilde bireysel olarak çalışırken de bir iki nefes egzersizi eşliğinde gözlerimizi dinlendirmeliyiz. 

Ders Çalışırken Müzik Dinlemek 

Ders çalışırken müzik dinlemek doğru değil. Ders çalışırken ders çalışmaya, müzik dinlerken müzik dinlemeye, yemek yerken yemek yemeye odaklanmamız gerekiyor.

Uyumadan Önce Tekrar Etme

Molalar da çok önemli. Molayı boşa giden bir zaman olarak düşünmeyin. Moladan hemen önce öğrendiklerimiz geçici-kısa süreli hafızamıza kaydediliyor. Molada dışarı çıkmak, gözleri dinlendirmek, uzaklara bakmak, eli-yüzü yıkamak kısa süreli hafızadaki bilgiyi uzun süreli hafızaya aktarıyor. Yatmadan önce o gün öğrenilen bilgiler gözden geçirilirse, bu kez uzun süreli hafızadaki bilgiler kalıcı hafızaya aktarılıyor. 

Sınıfta Dinleyerek Öğrenme

Dinleme, okulda en çok kullanılan öğrenme yöntemi. Dinlerken etkili öğrenmenin sağlanabilmesi için kişi dikkatini konuşan kişiye vermeli. Dinleme sırasında konuşmacıyla etkileşimde bulunmak, soru sormak, konuşmayla ilgili küçük notlar almak bilgiyi daha iyi öğrenmemize katkı sağlıyor. Zihinde bir soru işareti oluştuğunda mutlaka sormamız gerekiyor.

Sanatsal ve sportif faaliyetler

Haftada birkaç saatinizi sanatsal ya da sportif faaliyete ayırmanızı öneriyorum. Kedi köpekle uğraşmak, resim çizmek, folklor, satranç oynamak, sevdiğiniz, sizi rahatlatacak her türlü aktivite olabilir. Kişi arada bir kendisine iyi gelecek ve onu yaptığında keyif alacağı aktivitelere zaman ayırmalı. 

 

Exit mobile version