Önce şu Hadis-i Şerif’i sizlerin dikkatine sunarak sözlerime başlıyorum:
“Sana yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına da yapma.”
Sosyal ilişkilerde, beşeri münasebetlerde huzurun ve güvenli bir toplum olmanın en başta gelen kuralı işte bu sözde saklıdır.
Bir şey yapmadan önce bir kere değil, bin kere düşünmek gerekir.
Bu yaptığım iş doğru mudur? Bu yapacağım işi, söyleyeceğim sözü bir başkası benim için yapsa, ya da bana söylese “acaba ben ne hissederdim?”
İşte bu soru ile ve bu sorunun etrafında hareket ederek sosyal ve beşeri ilişkilerimizi tanzim etmeliyiz.
Bu soru bize her daim ışık tutmalı ve son yıllarda hayatımızda çok ağırlıklı yer tutan sosyal medyada da gerçekten bu hususta dikkatli olmalıyız.
Sosyal medyada paylaştığımız her yazı, her söz, her fikir acaba nasıl bir tesir meydana getirecek? Bunu düşünmeliyiz.
Hz. Ali (ra) Efendimiz’in“söylemediğin sözün hakimi, söylediğin sözün mahkumusun” şeklinde veciz ifadesinde dikkat çekilen hususa biz de konumuz açısından dikkat çekiyoruz.
“Sosyal medyada paylaşmadığın bir yazının hakimi, paylaştığın bir yazının mahkumusun.”
Bu gerçekleri bu şekilde net ifade ettikten sonra, aşağıda beş maddede sosyal medyadaki etik dışı hareketleri özetlemek istiyorum.
1-Kişinin hiçbir haberi olmadan rastgele yapılan etiketlemeler, etik dışıdır.
2-Kişin Messenger dedikleri özel mesajına her sabah ya da zaman zaman “merhaba, günaydın ya da el sallama işaretleri göndermeler”, etik dışıdır.
3-Hiç bir tanışıklığı ya da dahli olmadığı halde, başkasının arkadaşının ismini etiketleyerek, açıkça ismini yazarak yapılan yorumlar, etik dışıdır.
4-Üçlü süzgeçten geçirmediği (doğru mu, iyi mi, faydalı mı diye üçlü süzgeçten geçirmediği) boş şeyleri yazmak, etik dışıdır.
5-Empati yapmadan (karşı tarafın psikolojik durumu, iş durumu, şarz durumu, vb gibi hususları düşünmeden) yazılan her şey etik dışıdır.
Gerçekten de siz emekli olabilirsiniz ve her emekli insan gibi boş vaktiniz çok olabilir. Sizin boş vaktiniz var diye herkesin de boş vaktinin çok olduğunu asla düşünmeyiniz ve zırt-pırt mesaj atarak başkalarını rahatsız etmeyiniz.
Sizin moraliniz bozuk diye başkalarının da moralini bozmayınız.
“Off, of canim sıkılıyor.” “Ne haber millet.” “Heyy orada kimler var.” “Hayırlı bir haber bekliyorum. Haydi bakalım.” “Size Dünya’yı dar ederim. Korkun benden.” “Hayat bomboş, daha da kötü günler gelecek.”
Bu şekildeki kısa mesajlarla kimi vakit can sıkıntısı, kimi zaman insanları sosyal medyaya çağırmak, kimi vakit birine gözdağı vermek, kimi vakit kendi özel durumunu sosyal medyaya yazmak, umutsuzluk vererek moral bozmak, gerçekten de etik dışıdır. Ahlaksızlıktır.
“Canın sıkılıyorsa git kitap oku.” “Hayırlı bir haber bekliyorsan, bunu en yakın çevren ile paylaş. Sosyal medyada tüm insanların göreceği şekilde paylaşmakta neyin nesi?” “Bir derdin var ise git doğrudan hallet, ne diye sosyal medyadan dolaylı mesaj veriyorsun. Erkeksen meseleni git, ilgilisiyledoğrudan konuş.” “sen umutsuzsan, sen karamsarsan, bunu içinde sakla, başkalarına neden umutsuzluk yayıyorsun ki!”
Evet, sosyal medyada yukarıda önce beş maddeyle, ardından da iki üç paragrafla özetlediğim ve belki de daha birçok noktadan daha tenkit edeceğimiz, nice nice hususlar etik dışıdır ve yanlıştır.
Hele bir de argo sözler var ki, onların etik dışı ve ahlaksızlık olduğunu herkes biliyor. O argo sözlerin neler olduğunu şimdi burada yazarak sizlerin de moralinizi bozmayayım.
Yazımı ve sözlerimi uzatmaya gerek yok. Sosyal medyada etik dışı tüm paylaşımlardan uzak durmak ve insanlarımızın moralini, huzurunu kaçıracak ve umutsuzluk verecek her hareketten kaçınmak gerekir.
Sosyal medyada herkes sorumluluk sahibi olmalıdır. Sosyal medyada herkes birbirine örnek olsun ve “az ve öz yazsın.” Kimse kimsenin huzurunu bozmasın.
Sevgili Peygamber Efendimizin (asm) “ya hayır söyle, ya sus” sözü tüm herkese, hem günlük hayatında ve hem de sosyal medya paylaşımlarında bir düstur olmalıdır.
Vesselam.
Ahmet SANDAL