UYAN ARTIK EY MARAŞ’IM

“UYAN ARTIK EY MARAŞ’IM” “Buruk olsak ta bu bahara erdik Bir dal çiçekle acımızı gömdük Unutmasak ta deprem gecesini Enkazda yeşeren tohumlar gördük!”   06 Şubat depreminin ardından, yaşadığımız acıların ardından, hayatın devam ettiği gerçeği ile yaşama tutunmaya çalışıyoruz. Canlarımızın kaybından ve yıkılan evlerimizin, iş yerlerinin ardından her birimiz dağıldık.  Çaresizliğin kucağında bir yaşam mücadelesi […]

mustafa önyurt

“UYAN ARTIK EY MARAŞ’IM”

“Buruk olsak ta bu bahara erdik

Bir dal çiçekle acımızı gömdük

Unutmasak ta deprem gecesini

Enkazda yeşeren tohumlar gördük!”

 

06 Şubat depreminin ardından, yaşadığımız acıların ardından, hayatın devam ettiği gerçeği ile yaşama tutunmaya çalışıyoruz. Canlarımızın kaybından ve yıkılan evlerimizin, iş yerlerinin ardından her birimiz dağıldık.

 Çaresizliğin kucağında bir yaşam mücadelesi verirken, ülkemde merhametli, iyilik gönüllüsü insanımızla buluşmak, bizlere  biraz nefes aldırdı.

Bu arada fırsatçı, depremden ders almamış insan müsveddelerini de tanıdık. En yakın kardeşim  ve eniştenin bile gözünü para hırsı o kadar bürümüş ki, boş dükkanlarını ve evlerini bize çok gördüler ve eşyalarımı ağır hasarlı evden alamadım. Gurbetteki akrabamın evine sığındık, Allah razı olsun ve onları da Rabbime havale ediyorum!

Acımızı bile yaşayamadan, buruk dünyamızın atmosferinde, kendimizi bir seçim curcunasının içinde bulduk.   Yaşam devam ediyor demiştik ya, haliyle memleket meselesi de bizi ilgilendiriyor.

 

 “Sorgulanmayan hayat yaşanmaya değmez” Sokrates bu sözü yüzyıllar önce söylemiş insanlara. İçinde yaşadığımız kentin sosyolojik yapısını ve yaşadığı hayatı kaç kişi oturup sorgulamıştır acaba kendi kendine; ben nerde yaşıyorum, yaşadığım kenti kimler idare ediyor ve ben bu hayatın neresindeyim gibi? 

Çoğumuz bunun farkında bile değiliz, çünkü düşünmek analiz etmek pek işimize gelmez. Önümüze ne konulmuşsa veya gözümüzle bakarız olaylara sorgulamaya üşeniriz, öyle de yaşar gideriz.

Bir araya geldiğimiz de; şikâyet var tepki yok, bilinçli toplumlar şehrini geleceğe taşımasını iyi bilir.Yönetimde liyakâtli adamları seçmesini bilmezsek, diğer kentlere imrenip dururuz. Zaaflarımızdan kurtulamadık, birbirimizi konuştuk, istemesini bilemedik!

Değişmezsek gelişemeyiz!

Depremde en ağır hasarı yaşadık, gündemde bile fazla yokuz!

Bizi adam yerine koyan,bu kadim şehre kim önem veriyorsa bizde ona değer vermesini öğrenemedik!

Artık yeter demesini bilmeli bu toplum, sesimizi tavrımızla ortaya koymalıyız!

Kendimizi sorgulayıp, yeniden ayağa kalkmak zorundayız!

Bize sunulanlara değil, bu vefalı insanların istediği olmak zorunda!

Ne istediğini iyi bil,hakkını da al Kahramanmaraşlım!

Sen sıradan bir şehir değilsin; dünyada “kendini kurtaran tek madalyalı şehrin torunlarısın!”

“Bu şehir bizim onurumuzdur!”     14/04/2023

Mustafa Önyurr

 

Exit mobile version