MÜSLÜMAN İSEVİLER YA DA GÜNEŞİN BATI’DAN DOĞMASI
Allah dilediğine hidayet verir. Ve Allah dilediğini de İslam’a hizmet ettirir.
Bu bakış açısıyla yazımızın en başında şu iki ayet-i kerime’yi dikkatlere sunmanın tam vaktidir.
Kasas Suresi 56 ve Maide Suresi 54.
Kasas Suresi 56. ayetin meali şöyledir: “Sen sevdiğini hidayete eriştiremezsin; bilakis, Allah dilediğine hidayet verir ve hidayete girecek olanları en iyi O bilir.”
Maide Suresi 54. ayetin meali şöyledir: “Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse bilsin ki Allah öyle bir kavim getirecektir ki Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler; müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı vakarlıdırlar; Allah yolunda cihad ederler ve hiç kimsenin kınamasından korkmazlar.”
Hidayet Allah’tan ve Allah onu istediğine nasip ediyor. Dinine hizmet için de istediği kişileri seçiyor.
Yıllardır İslam’a Araplar ve Türkler başta olmak üzere tüm Müslüman Milletler hizmet etti. Farslar, Pakistanlılar, Afganlar, Endonezyalılar, Malezyalılar, Nijerliler, Nijeryalılar, Boşnaklar, Arnavutlar, Etiyopyalılar. Çin’deki Hui Müslümanları ve daha ismini sayamadığım Doğu’daki binlerce halk hidayeti Allah’tan alıp Allah’ın yardımıyla İslam’a hizmet etmişlerdir.
Bu Milletlere hidayet ve hizmet nasip eden Allah, elbette halkı ekseriyetle Hristiyan olan İspanyolları, Portekizlileri, Fransızları, İngilizleri, Hollandalıları, Amerikalıları ve Batı’daki nice nice Milleti de İslam’a hizmet ettirir.
Evet, belki de İslam’a hizmette ve hidayette sıra Batı’da.
Şimdi bir Hadis-i Şerif’i dikkatlerinize sunuyorum.
Güneş, battığı yerden doğmadıkça kıyamet kopmaz. Batı’dan doğunca, insanlar görür ve hepsi de iman eder.” (Hadis-i Şerif)
Güneşin Batı’dan doğması iki açıdan değerlendirilmelidir.
1-Maddi açıdan.
2-Mecazi açıdan.
1-Tam kıyamet günü güneş her zamanki yerinden yani Doğu’dan doğmayacaktır. Batıdan doğacak ve o anda kafirler herşeyi anlayacak ve imanları fayda vermeyecektir.
2-Kıyamete yakın günlerde güneş artık Batı’dan doğmaya başlayacak ve İslam’ın ilke ve kurallarını Müslüman İseviler savunacak. Doğu’daki sözde Müslümanlardan hayır gelmeyecek.
Ah Sözde Müslümanlar ah!
Umudumuz Müslüman İseviler, elhamdülillah.
Gerçekten de Doğu’daki birçok Müslüman ve özellikle de bizim Ülkemizdeki birçok Müslüman, Dünyacı olmuş. Mal, mülk peşinde, makam mevkii peşinde koşturup duruyor.
Sorsan Müslüman olduğunu söyler de eylemleri pek Müslümana benzemiyor.
Günümüzün Müslümanlarında söylem ve eylem uyuşmazlığı var.
Bu adamlardan yani söylemi Müslüman, ancak eylemi kafirce olan insanlardan hayır gelmez.
Bu adamlardan asla umudum yok.
Tabi burada şunu da belirteyim.
Elbette mevcut Müslümanlar arasında mücahid ruhlu ve hidayet ile takva sahibi milyonlarca kişi var.
Elbette mücahid ruhlu ve takva ile hidayete ermiş Müslümanlara saygım ve sevgim sonsuz.
Ancak umudum başka yerde. Umudum Müslüman İseviler’de. Elhamdülillah.
Belki de onların vakti yakındır.
Bir bakarsınız eylemi ve söylemi aynı olan yeni bir kavmi, yeni bir nesli Yüce Rabbimiz (cc) halkeder ve ismi de Müslüman İseviler olur.
Olur mu olur.
Şimdi “Müslüman İseviler” hakkında Üstadımız Bediiüzzaman Said Nursi tarafından yazılan Mektubat isimli kitaptan bir bilgi veriyorum.
“Hem âlem-i insaniyette inkâr-ı ulûhiyet niyetiyle medeniyet ve mukaddesât-ı beşeriyeyi zîr ü zeber eden Deccal komitesini, Hazret-i İsâ Aleyhisselâmın din-i hakikîsini İslâmiyetin hakikatiyle birleştirmeye çalışan hamiyetkâr ve fedakâr bir İsevî cemaati namı altında ve ‘Müslüman İsevîleri’ ünvanına lâyık bir cemiyet, o Deccal komitesini, Hazret-i İsâ Aleyhisselâmın riyaseti altında öldürecek ve dağıtacak, beşeri inkâr-ı ulûhiyetten kurtaracak.” (Mektubat, 29. Mektup 7. Kısım)
Yazımızın sonuna doğru kendi kendime soruyorum. Şimdi ben bütün bunları niye yazdım?
Şundan yazdım. Kimse vazgeçilmez değildir. Allah dilediğine, dilediği gibi hikmet ve kudret ile nusret verir.
“Allah, hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse, şüphesiz ona çokça hayır verilmiş demektir. Bunu ancak derin kavrayış sahipleri anlar.” (Bakara Suresi, 269)
Yüce Rabbim’in (cc) her işinde hayır ve bereket vardır. Bize bazen şer gibi görünse de Dünya’da olup biten her şey Allah’ın ezeli planı, ilmi ve takdiri iledir. Elbette hepsi de bir hayra ve hikmete işaret eder. O (cc) bilir, biz bilmeyiz. Biz acele ederiz, Yüce Rabbim işlerinde acele etmez.
Şimdi bu ayetler ve kendimce beyan ettiğim sözler ile konuyu Batı’da, yani Amerika Birleşik Devletleri’nde ve Avrupa Birliği Ülkelerinde halkların mazlum Filistin için verdikleri muhteşem desteğe getireceğim.
Evet, Filistin ve özellikle Gazze’de bundan 2 yıl kadar önce siyonist terörist İsrail tarafından başlatılan çoluk çocuk demeden, yaşlı genç dinlemeden ve kadın erkek ayırmadan yapılan zulme karşı onurlu dik duruşu ve mazlumlara destek niteliğindeki bir direnişi özellikle ve ağırlıklı olarak Batı Ülkelerindeki halklarda görüyoruz. Dünya’da özellikle Batı Ülkelerindeki halklarda siyonizme karşı uyanış ile İslamiyet’e yönelik büyük bir ilgi ve merak var. Hatta İslamiyet’i kabulleniş ve Hakka yöneliş var. Maşallah.
İşte bu ahval içinde “İslamiyet’in güneşi artık Batı’dan doğacak” diyoruz.
Vesselam.
Ahmet Sandal

AHMET SANDAL
YORUMLAR