PAPAĞAN MI? / ULUSLARARASI İLİŞKİLER UZMANI MI?
Ortadoğu’daki ve başta Suriye’deki son gelişmeler herkesi haklı olarak kaygılandırıyor. Hepimiz soruyoruz: “Nereye gidiyoruz?”
TV’lerde, gazetelerde ve sosyal medyada işin uzmanı olan da konuşuyor, yazıp çiziyor, işin uzmanı olmayan da konuşuyor, yazıp çiziyor.
Sorunun temeline kimse inmiyor. Sorunun temeli şu: “Ortadoğu’da İsrail o coğrafyadan sökülüp atılmadıkça, tekrar Osmanlı modeli kurulmadıkça bölge halkları olarak hepimiz ateş çemberi içindeyiz.”
O çemberi terörist siyonist İsrail etrafımızda yaktı. Sorunun adı: Terörist siyonist İsrail. Çözümün adı: Osmanlı Modeli.
Ne diye papağan gibi ötüyorsunuz TV’deki, gazetelerdeki ve sosyal medyadaki baylar ve bayanlar.
Adınız çıkmış uluslararası ilişkiler uzmanına “öt ha öt, gak guk, vak vak. Hepinize yuh yuh, vah vah.”
Gerçekten ötüyorsunuz “sözde uluslararası ilişkiler uzmanları sizi!”Sırf papağan gibi değil karga gibi, ördek gibi ötüyorsunuz. Ötmeyi bırakın! Gelin, eğer siz de akıl varsa sorunun temeline inin ve en doğru çözümü gösterin.
Gerçekten siz de akıl var mı “papağanvari yaratıklar.” Gerçekten siz de mantık var mı? Ördeklerde, kargalarda ve papağanlarda mantık ararım da TV’lerde, gazetelerde, sosyal medyada habire öten sözde uluslararası ilişkiler uzmanlarında akıl, mantık aramam.
Güzel bir söz var. Size, gelin onu hatırlatayım. Siz dediğim “gak guk konuşan ve Ortadoğu asıl sorunun terörist siyonist İsrail olduğunu görmeyen papağanlar, papağan gibi öten sözde uluslararası ilişkiler uzmanlarıdır. İşte onlara şu sözü hatırlatıyorum. “Ya sorunun bir parçasısınız, ya da çözümün bir parçasısınız. Bunun ikisinin arasında hiçbir şey yok.” Gak guk konuşan ve lafı ağzında geveleyerek terörist siyonist İsrail sorununu saklayan herkes sorunun bir parçasıdır. Biz gücümüzün yettiği ve avazımızın çıktığı kadar haykırıyor ve susmuyoruz.
Haykırışımız 1965 yılından beridir devam ediyor. (1965 doğumluyum) Haykırışım doğduğum gün başladı. (Çocukluğumdan beri Kudüs’e sevdalı, siyonizm ile kavgalı bir Müslümanım, elhamdülillah) Evet, tekrar haykırıyorum. Terörist siyonist İsrail, ben doğduğumda 17 yıldır tüm Ortadoğu’da zulüm estirirken benim de o şerefsiz alçaklara karşıtlığım ve gerçekleri haykırışım işte o gün başladı. İnşallah o zulüm makinesi terörist siyonist İsrail’in ömrü 80 yıl sürmez. Zaten sürmeyecek de inşallah. Ben 63 yaşındayken inşallah “o siyonist terörist İsrail yok olmuş” olacak ve ben de 63 yaşında “yeniden doğmuş olacağım,” biiznillah.
Ben doğuştan karşıyım o melun terörist siyonist İsrail’e! Bunu ifade babında bunca sözü söyledim de siz yalnız bunu anlayın yeter.
Bunu anlattıktan sonra tekrar yazımını başlığındaki konuya yani asıl sorunu görmeyip “vak vak öten kargalara ya da zart zurt öten papağanlara,” gelelim.
Papağanvari yaratıklar beni iyi dinleyin. Size beş maddelik bir bildirimim var.
1-Terörist siyonist İsrail olduğu müddetçe Ortadoğu’da savaş olur.
2-Terörist siyonist İsrail olduğu müddetçe Ortadoğu’da kan ve gözyaşı olur.
3-Terörist siyonist İsrail olduğu müddetçe Ortadoğu’da çoluk çocuk denilmeden, yaşlı genç dinlenilmeden ve kadın erkek ayrılmadan insanlar öldürülür. Çünkü tüm insanlığın karşısında bir canavar var. O canavara bazıları İsrail diyor. Aslında o bir canavar. O bir insanlık düşmanı. Bugün Ortadoğu’da terör estiriyor, yarın Dünyanın bir başka yerinde terör estirir. Çünkü o bir canavar.
4-Terörist siyonist İsrail olduğu müddetçe Ortadoğu’da nizam ve intizam sağlanamaz.
5-Terörist siyonist İsrail olduğu müddetçe Ortadoğu’da kördüğüm çözülemez, o kördüğüm ancak kılıçla çözülür ve İsrail’in boynu vurulmalıdır.
“Gak guk öten sözde uluslararası ilişkiler uzmanları sizde zerre kadar akıl yok.” Hepiniz ya birer salaksınız, ya da hepiniz birer korkaksınız. Üçüncü bir ihtimal yok.
Ey papağanlar! Sözde uluslararası ilişkiler uzmanları! Dinleyin beni. “Korkaklığınızı anlarım da salaklığınızı anlayamam.”
O salaklara ya da korkaklara, yani sözde uluslararası ilişkiler uzmanlarına tekrar sesleniyorum.
Ortadoğu’da her kaos, her kargaşa ve her çözümsüzlük terörist siyonist İsrail’in işine yaramaktadır.
Bunu bir çocuk dahi bilir. Siz bilmiyorsanız, akla tek bir soru geliyor. “Siz deli misiniz?”
Çözümsüzlük, savaş, kaos kimin işine geliyorsa sorun da ondan kaynaklanmaktadır.
Halbuki terörist siyonist İsrail’in o coğrafyadan sökülüp atılması çözüm iken, neden laf oyunları ile başka çözümler öneriyorsunuz?
Size tekrar soruyorum:
“Ya sorunun bir parçasısınız, ya da çözümün bir parçasısınız? Bunun ikisinin arasında hiçbir şey yok.” Siz hangi taraftasınız. Cevabını ben veriyorum. “Siz papağanvari yaratıklar sorunun bir parçasısınız.”
Yani siz esasında gak guk etmekle ve sorunun temeline inmemekle, asıl sorunun İsrail olduğunu görmemekle, aslında sizler sorunun birer parçasısınız.
Çözümün bir parçası olmadığınız için de sizin sarf ettiğiniz sözlerin ve konuşmalarınızın hepsi boş. Gelin gerçeği görün. Ortadoğu’da terörist siyonist İsrail varsa, asla ve asla barış ve huzur olmaz.
Tekrar ediyorum: “İsrail olduğu müddetçe kan ve gözyaşı dinmez.”
Saflığın hiçbir kimseye faydası olmaz. Aklınızı kullanın. Bu gerçeği görmemek ayrı, görüp de gizlemek ayrı.
Ortadoğu’daki Müslüman olsun ya da olmasın tüm halkların çektiği zulüm terörist siyonist İsrail’in “çıbanbaşı olarak oraya yerleştirilmesi ve o yapay oluşumun günümüze kadar büyük şeytan ABD Başkanları tarafından korunmasıdır. İşte sorunun adı budur.
Bunu görmemekle, sorunun temellerine inmemekle, sorunun çözümünü göstermemekle vebal altındasınız Ey sözde uluslararası ilişkiler uzmanları! Bunu görüp de gerçekleri gizliyorsanız, Allah cümlemizin belasını versin. Evet sizlere beddua ediyorum.
Gerçekten de papağan gibi öten ve terörist siyonist İsrail sorununu görmeyerek dikkatleri kasıtlı olarak başka yere çeken tüm siyonizm destekçisi sözde uluslararası ilişkiler uzmanlarına beddua ediyorum. Onlar ki insafsızlar, onlar ki vicdansızlar.
Sırf insafsız ve vicdansız uluslararası ilişkiler uzmanları için değil Dünya’daki tüm insafsızların ve vicdansızların kahrolması için her daim beddua ettim.
Kabul olur, inşallah.
Not: Ben bu yazıyı yazdıktan sonra öğrendim ki saldırgan aşağılık İsrail, Suriye topraklarına girmiş ve Şam’a yaklaşmış. Zalim Beşar Esed’in Ülkeyi terk etmesiyle sonuçlanan Mücahidlerin Şam’ı fethetmesi ve Suriye’de yeni bir Devlet kurulması saldırgan terörist siyonist İsrail’i rahatsız etmiş. Önüne gelen yere saldırıyor ve gücüne güvenerek her türlü alçaklığı işliyor. Hâlâ bu gerçeği görmeyecek misiniz saftirik sözde uluslararası ilişkiler uzmanları! Bakın terörist siyonist İsrail’in son alçaklığı ve son saldırganlığı da beni haklı çıkarttı.
Ahmet Sandal
YORUMLAR