MUSTAFA ÖNYURT

ÜRETİM HARİKASI BİR NESİL

ÜRETİM HARİKASI BİR NESİL
Çoğumuz yokluklar içinde yetişmiş, hüzünlü, bir neslin dayanıklı ve bir o kadarda yaralı çocuklarıyız! Kimimiz 70 inde, kimimiz 80 inde, modern dünya dedikleri yaşamın karmaşıklığına çokta aldırış etmiyoruz, bize ait değer ve yaşam şekliyle yaşama tutunuyoruz.

Çocuklarımız, torunlarımız telefonu ve teknolojiyi bizden iyi bilseler de, tecrübelerin önüne geçemiyorlar.

Peki, biz dayanıklılığı ve mücadeleyi nasıl öğrendik?

Çocukluğumuz da her şeyden önce paylaşma ve dostluk kavramlarıyla tanıştık, plastik oyuncaklar zaten yoktu! Gıslaved marka , kara lastik ayakkabılarımızı ayağımıza geçirip, çamurlu yollardan yürüyerek okula gider, yabancı ülkeden gelen süt tozu ile tanışmayı öğrendik !

Kar, yağmur yaşam sahnemizin en güzel dekoruydu, olmazsa olmazımızdı.

Öyle lüks çantalarımız olmadı, kartona muşambayı, yani naylon u yapıştırdık mı al sana çanta, soğuk günlerde ağabeylerimin 2-3 beden benden büyük palto veya ceketlerini giyerdik. Anacağızım hep yama yapardı, çoraplara kadar, yamalıklarla örülmüş bir hayatın içinde büyüyen bir garip nesildik.

Yoklukların adam yetiştirdiği bir dönemin içinden geldik. Dayanmayı, mücadeleyi bize o günkü yaşam şekli öğretti, o dönemlerde aynı kaderi paylaşan arkadaşlarımın hepsi bir yerlere geldiler.
60 lı 70 yıllar; yoksulluğun inadına, insani duyguların, komşuluk ilişkilerinin, paylaşmanın tavan yaptığı bir dönemdir.

Çoğu insan mahkemeyi bırak, karakolu bile bilmezdi, bir uyuşmazlık durumunda mahallenin akil, yaşlı insanları devreye girer konu sulh ile kapanırdı.

O dönemde ; aileler eğitim konularına pek karışmazlardı,ama okuma sevdasını ve mücadelesini hep içimizde yaşatırdık.

Bununla ilgili bir anımı paylaşayım sizinle,İt Tepesi ismiyle bilinen tepedeki orta okula kayıt yaptırmak için gittiğimde,velimin gelmesi istendi.Babamı 6 yaşındayken kaybettiğim için velim yoktu. Bu durumda iş başa düştü, okulun yolunda bir adamcağıza yalvarıp,okula getirip kayıt yaptırmıştım.

O dönemde yetişen bu insanlara bir üretim harikası desek yanlış olmaz.Çok kitap okuyan, araştıran, ailesine yük olmadan hem çalışıp,hem okuyan bu nesil, ayakkabı boyacılığından,simit satmaya ,inşaatlarda amelelik yapmaya kadar,çalışmış olup,hayatı yaşayarak öğrenmiş ve bir yerlere gelmişlerdir.Bu yüzden onların yaşamla ilgil anlatacakları çok fazladır.

Muhanet e muhtaç olmamış, ne devletine, ne de ailesine yük olmayan bu nesil, bir onur abidesi olarak, çocuklarının torunlarının yanı başında dimdik ayaktadır. Hayatın bütün sınavlarını başarıyla tamamlayan bu insanları hayat bitiremedi.

Bu nesil ihaneti gördü, en yakındaki dost kazığının sancısını, yoldaşlığın kutsiyetini, mezara kadar dostluğun ne demek olduğunu bildi.

Dostu için can vermeyi de, elindeki son lokmayı paylaşmayı da,sadakati de bırakmadı

Bu tecrübe abidesi insanlarında, kullanım süreleri doluyor, tedavülden kalkıyor. Dünya fani, her şey gibi yarın bir gün bu son ve özel nesilde göç edip gidecek. Onun için bu neslin tecrübe ve bilgilerini beyninize ve ruhunuza iyi kazıyın, kıymetini iyi bilin!

Mustafa Önyurt
29/06/2025

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Bu sayfanın içeriğini kopyalayamazsınız