Nöbetçi Eczaneler
26-30 Eylül 2022 tarihlerinde 5 kardeş olarak Osman, Ahmet, Hayriye, Kadriye ve Rabia, hepimiz İstanbul’un manevi ve tarihi mekanlarında ziyaretlerde bulunduk ve o mekanlarda tefekkür, şükür halinde dualar eyledik. Elhamdülillah bereketli, hikmetli ve faziletli bir seyahat ve maneviyat dolu ziyaretler gerçekleştirdik.
İstanbul’da ilk durağımız ve gelir-gelmez ziyaret ettiğimiz ilk mekan Sultanahmed Meydanı oldu. O meydanı ziyaretimizin elbette iki sebebi vardı. Sultanahmed ve Ayasofya Camii’lerini ziyaret ederek namaz kılmak ve dualarda bulunmak. Civarındaki güzellikleri ve tarihi manzarayı temaşa eylemek.
Bu iki muhteşem eseri önce yakından temaşa eyledik ve ardından içlerine girerek dua ve niyazda bulunduk.
Sultanahmed Camii’nde büyük bakım ve Camii içerisinde inşaat güçlendirme faaliyetleri ile restorasyon çalışmaları vardı. Camiide bir kenarda ikindi namazınızı kıldık ve dua ile niyazda bulunduk.
Sultanahmed Camii 1609-1617 yılları arasında Osmanlı Padişahı I. Ahmed tarafından Mimar Sedefkâr Mehmed Ağa’ya muhteşem bir eserdir. İçerisinde mavi, yeşil ve beyaz renkli İznik çinileriyle bezendiği için ve yarım kubbeleri ve büyük kubbesinin içi de yine mavi ağırlıklı kalem işleri ile süslendiği için Avrupalılarca “Mavi Camii (Blue Mosque)” olarak adlandırılır.
Sultanahmed Camii ziyaretinin ardından Ayasofya Camii’ni ziyaret ettik ve hem akşam ve hem de yatsı namazlarımızı Ayasofya Camii’nde cemaat olarak eda eyledik, elhamdülillah.
Ayasofya “Kutsal Bilgelik” anlamına gelmektedir. Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından, 532-537 yılları arasında bazilika planlı inşa ettirilmiş bir kilisedir. Bu mekan 1453 yılında İstanbul’un Fatih Sultan Mehmed Han tarafından fethedilmesinden sonra Camii haline çevrilmiştir. 1934 yılında yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile müzeye dönüştürülmüş, ve o tarihten 2020 yılına kadar müze olarak kalmıştır. Bu mahzun ve mü’min yürekleri inciten durum 86 yıl sürmüştür. Ayasofya Camiin müzeye çevrilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu Kararnamesi iptal edilerek durum Fethe uygun hale getirilmiştir. Olması gereken buydu. Fatih Sultan Mehmed Han Hazretleri’nin emanetine sahip çıkmak şarttır. Mü’min yüreklerin taleplerine uymak gerektir.
Evet, tekrar kavuştuğumuz Ayasofya Camii içinde 26 Eylül 2022 günü namaz öncesi ve sonrası dualarımızla, şükür ve tefekkürlerimizle vakit geçirdik. Ayasofya içeriden ayrı muhteşem ve huzurlu, dışarıdan bakıldığında ayrı muhteşem ve heybetli duruyor. Maşallah.
Halkımızın ve tüm mü’minlerin Ayasofya Camii’ne ilgisi ve sevgisi muhteşem idi. Bu sevgi ve ilgi her geçen gün artarak devam ediyor. Maşallah.
Ziyaretimiz sırasında Camii içinde yalnızca Müslümanlar değil, başka dine mensup olanlar da bulunmaktaydı. Mü”minler Ayasofya’da büyük huşu ve muhteşem onur içerisindeydiler.
Ayasofya Camii içinde biz de içinde vecd, tefekkür ve şükür ile onur ve huzur yaşadık.
Ayasofya insanı alıp da adeta uhrevi alemlere götüren ve en ulvi duygulara vesile olan mübarek bir Camii.
Ayasofya Camii içerisindeki bu vecd, tefekkür, huzur, onur ve şükür halinde işte şu şiirimi yazdım:
EY AYASOFYA
Ayasofya’yı düşündüm de bu gözlerim daldı.
O’nun kapısı bir müddet bize kapalı kaldı.
Sanki O’nu bir Fatih tekrar ikinci kez aldı.
Seksen altı yılık sızımızsın Ey Ayasofya.
Ulu Ecdadım Fatih Han, hedefinde Roma.
Nedir, nedir, diye sağa-sola hiç sorma.
Batı’ya doğru ilerleyiş, işte Kızıl Elma.
Tarihlerden beri hızımızsın Ey Ayasofya.
Vallahi, bir Kudüs, bir senin uğrunda ölürüm.
Git de giderim, gel de sana koşar, gelirim.
Seninle ağlar, seninle sonsuza dek gülerim
Kalbimizde her daim nazımızsın Ey Ayasofya.
İstanbul’da en müstesna bir yerde konumun var.
Her daim Mü’min yüreklerde kutlu sunumun var.
Ezelden ebede dek hiç değişmez durumun var.
İşte bu alnımızda hep yazımızsın Ey Ayasofya.
İşte bu alnımızda hep yazımızsın Ey Ayasofya.
Evet bu şiirimi 26 Eylül 2022 tarihindeki Ayasofya Camii ziyaretinden hemen sonra o muhteşem duygu ve şuurla yazdım. Ayasofya Camii’ni ibadete tekrar açanlara yürekten teşekkür ettim ve dualarımda özel yer verdim. Evet, işte bu şiirim o ziyaretimin bir meyvesidir. Elhamdülillah.
Bu yazıda 5 günlük İstanbul ziyaretimizin ilk gününe ait hatıralarımı yazdım. İstanbul’daki manevi ve tarihi yerleri ziyaretime dair yazılarım seri halinde 5 gün sürecek ve her güne ait gezi gözlemlerimi ayrı ayrı 5 yazıda takdim etmiş olacağım, inşallah.
Haydi hayırlısı.
Ahmet SANDAL
YORUMLAR